"Senin Erkekliğinle Zapt Edemediğin Duyguları Ben Kadınlığımla Çiğniyorum İskender"
“İnsanları birbirine saldırtan da açlık, sarıltan da yine açlık. Ve böyle sarılışlar kadar dünyada birbirini hiç kimse anlayamaz (sf. 213).” Bunları söyleyen Rahmi, filmdeki en inandırıcı kişi. 7. sayfadaki Emin Bey de ‘sosyal dertleri içine alan bir edebi eser’ yazmayı planlıyordu. ‘Hayattan his ve heyecan dolu bir avuç harç alıp bir kitaba döşemeyi’ yeterli bulmaz; “Hiç o kupkuru harç, renkli bir muhayyilenin imbiğinden süzülüp bir esere sızan sanatın özüyle kıyas edilebilir mi? ( sf. 387)” Bugünün romancısı ‘sadece aşkın o basmakalıp ıstırabını değil toplumun problemlerini, gerçeklerini de göstermeliymiş’. Kerime Nadir “Malum ya, fikir ne kadar ilerlerse ilerlesin, hissin derinliğine hiçbir zaman varamaz” diye bağlıyor konuyu. Sonradan ‘sosyal dertleri, dert edinenlerin’ başlarına gelenleri görünce bir daha bu konuya değinmeyecektir yazarımız. “İnsan ruhu muamma (sf. 219).” Film de ‘toplumun problemleri, gerçekleri’ ile ilgilenmeyi gerekli bulmamış.