‘Uşşak Makamında Keman Taksimi’. “Öldürmekle, öç almakla gidenler geri mi gelecek?” Dayı Mümtaz Ener söylüyor bunları. Gidenlerin geri gelmesi şöyle dursun filmin sonunda burada kimse kalmamıştı nerdeyse.

“Aklını başına al kız! Hep böyle genç, güzel kalacak değilsin. Gözün yükseklerde olmalı, yükseklerde. Geçer akçeyken kendini pahalıya satacaksın. Yoksa sonunda avucunu yalarsın.” Palyaço Güleryüz söylüyor bunları. ‘Cat On A Hot Tin Roof’daki (1958) Maggie de “You can be young without money, but you can’t be old without it” demişti.

1973’ün yaz aylarında çekilen film 07 Nisan 1974 Pazartesi günü Beyoğlu, Şan Sineması’nda gösterime girmiş. İstanbul’un bir kenar semti. Etrafta otomobil görmemek büyük mutluluk. Kemal Demir burada balıkçılık yapıyor.

“Aa, üstüme iyilik sağlık! Ben oğlumu şoför olsun diye okutmadım. O, banka müdürü olup elâlemi çatır çatır çatlatacak, şoför parçası değil.”

Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali'nin onbeşincisine bu yıl 10-17 Mayıs tarihleri arasında yine şevkle ve heyecanla sevdiğimiz bir kursa devam eder gibi devam ettik. Tam gün çalışanlar emeklilere ve öğrencilere imrendi, daha fazla film izleyebildikleri için.

Geçenlerde; Muhsin Ertuğrul’un mezarı başında anma toplantısına gittiğim gün iyiden iyiye fark ettim. Harbiye, Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu’nun önündeki "sabaha kadar sürecek" eyleme katılmak üzere yerimi aldım. Gerek Şehir Tiyatrosundan, gerekse diğer tiyatrolardan gelen meslektaşlarla muhabbeti koyulaştırdık.

Gerçek adı Ekrem Şerif Uçak olan Ekrem Bora, 1932 yılında Ankara'da doğdu. İlkokuldan sonra, Sultanahmet Devlet Basımevi Kursu'nu bitirerek mürettip ve mücellit diploması alan Bora, 1953 yılında Yıldız Dergisi'nin açtığı sinema artist yarışmasında birinci olmasına rağmen film çeviremeden askere gitti.

Tahta kamera ile başlayan Yeşilçam sineması mucizeler yaratarak yoluna devam eder. Lütfi Akad ustanın yönetmenliğini yaptığı Sezer Sezin’in oynadığı"Vurun Kahpeye" filmi başlangıç sayılır Türk sinemasında.

Türk sinemasinin geleceginin saglam temeller üzerinde kurulmasi ancak onun gecmisine sahip cikilarak yapilir. Yesilcam Türk sinema tarihi icin cok önemli bir dönemdir. Bu dönemde sinemanin her alaninda calisan önemli, yaratici sinema insanlari yetisir.

Güzel Türkçesiyle, entelektüel kişiliğiyle bir İstanbul beyefendisi... Tiyatro ve sinema oyuncusu, yönetmen, çevirmen, gazeteci-yazar. Zihni Küçümen'i yakın dostu Hakkı Devrim'in anlatımıyla tanıyalım...

Seni çok dinledim. Sözünü kesmeden, çıt çıkarmadan... Çoğu kez bunalımlı gecelerde ucuz şarap, ucuz sigara içerken bedavadan şiir dinleyebileceğin en ideal ses idin sen. Uzun ve zor gecelerin başucu dert ortağı sevgili Mümtaz Sevinç... Şimdi ben konuşacağım, dinleme sırası sende...

1953'te Ankara Devlet Konservatuvarı tiyatro bölümünü bitirdi. Aynı yıl sahneye çıktığı Devlet Tiyatroları'nda, kısa bir ara dışında 1963'e değin oynadı.

Doğaçlama bir mizah türü sayılan tuluat tiyatrosunun bu topraklara kök salmış en büyük ustalarından biri... Evet, İsmail Hakkı Dümbüllü'den söz ediyoruz...

Değerli editörümüz Fulda "hadi artık 2011 bitiyor, yıl sonu yazısı sana ait, ona göre, yazını hazırla" diyerek beni kibarca dürtünce anladım ki bir yılı daha devirmişiz.

Çağan Irmak'ın, sırası çoktan gelmiş olan ve hasretle beklenen son "gözyaşı yağmuru bulutu" nihayet semalarda göründü: Dedemin İnsanları...

Bu hafta ünlü yönetmenlerimizden Ömer Lütfi Akad'ı son yolculuğuna uğurladık. Türk sinemasına yeni bir boyut kazandıran ve unutulmaz eserler bırakan Akad'ın ölümü Yeşilçam'ı yasa boğdu. Yılmaz Güney'den Türkan Şoray'a, Hülya Koçyiğit'ten Ayhan Işık'a kadar birçok yıldızın usta olarak değerlendirdiği Akad 95 yaşında aramızdan ayrıldı.

Türkiye'de ilk televizyon yayıncılığını başlatan, ilk kez "Sayın Seyirciler" diye seslenen adam... Usta bir radyocu... Sinemacı ve senaryo yazarı..

Sinemamızın gelmiş geçmiş en büyük komedi oyuncusu Kemal Sunal'ın; 7'den 77'ye Türk halkının gönlünde taht kurmuş,toplumsal tabakalaşmanın en zıt kutuplarına mensup bireyleri dahi ortak paydada buluşturabilmeyi başarabilmiş, sokaktaki adam,halk kahramanı "Şaban" tiplemesi kendi içerisinde dört ana kırılımda incelenebilir.

1926 doğumlu olan Kadir Savun’un sinemaya başladığı yılı kimi kaynaklar 1949 olarak gösterse de, 1950 yılında İzmir de Faruk Kenç yönetiminde çekilen "Çakarcalı Mehmet Efe" filminde hem set işçisi hem oyuncu olarak başladığı da sinemanı o tarihlerini iyi bilenler tarafından söylenir.