Kan İzleri(Blood Trails):

Kanlı cinayet ve işkence sahneleri ile yavaş seyrine rağmen iyi bir psikolojik-gerilim filmi. Anne(Rebecca Palmer), profesyonel bir dağ bisikletçisidir. Bir bisiklet kullanıcısı için Anne”nin çok güzel bir kadın olduğunu hemen belirteyim. Sevgilisi Michael(Tom Frederic) ile bol aksiyonlu ve heyecanlı bir hayat sürerken bir gece tanıştığı ve kendini polis memuru olarak tanıtan Chris(Ben Price) sayesinde hayatı değişir. Geceleyin son hızda bisiklet kullanan Anne, ona yaklaşan ve ceza kesmek isteyen Chris”ten etkilenir gibi olur adam da ceza kesmek yerine kızın sol koluna telefon numarasını yazar. Anne, Chris ile şiddet içeren tek gecelik bir macera yaşar. Bunun ardından psikolojisi bir türlü düzelmeyen ve durumu sevgilisi Michael”e de anlatamayan Anne, sevgilisi ile kafasını dağıtmak için bir dağ köyüne gitmeye karar verir.

Dağ köyüne vardıklarında bisiklet kullanan ikili, dağ bisikleti ile girmenin yasak olduğu bir yola girerler. Yön tabelaları da eski ve kasıtlı olarak yerleri değiştirilmiştir. Yasağı aldırmayan ikili süratli bir şekilde bisiklet kullanırken, kız bir müddet sonra arkasına baktığında, Michael”in onu takip etmediğini anlar ama korkudan yoluna devam eder. Süratin etkisi ile yuvarlanıp düşen Anne birden karşısında sevgilisi Michael”i görür ve ona ağlayarak kendisini bir adamın takip ettiğini, hatta buraya kadar geldiğini, o adamla birlikte olduğunu ve adamın o esnada kendisine şiddet uyguladığını söyler. Tartışmaya başlayan sevgililer, hızla gelen bir bisiklet ile irkilirler. Kendilerine yaklaşan bisiklet havada takla atarak, Michael”e çarpar ve bisikletin kordonu Michaelin boğazını keser. Karşısında Chris”i gören anne şoka girer ve yardım çağırmak için, Michael”i orda bırakarak Chris”in yanından bisikletle hızla uzaklaşır. Çarpmanın etkisi ile boğazı parçalanan Chris titremekte ve hızla kan kaybetmektedir.

Yolda arabalı bir adama rastlayan Anne, durumu adama anlatır ancak inandırmaz. Adama telefon görüşmesi yapmak istediğini söyler. Adam da telefon sinyallerinin olduğu tek alan olan üzerinde haç bulunan tepeyi gösterir. Suratı Michaeli”in boğazından fışkıran kanla tanınmaz hale gelen kadına adam ikna olur ve Michael”e yardım etmek için geriye dönerler. Saldırının yaşandığı yerde Michael”i bulamazlar. Adam, Anne”nin deli olduğuna inanmaya başlar ki bu esnada yolun Chris tarafından kapalı olduğunu görüp arabayı durdururlar. Adamı ikaz eden ve arabadan inmemesi konusunda uyaran kadının ikazları boşa çıkar. Araçtan inen ve Chris”e yaklaşan adama Chris, sivri uçlu, tırtıllı bir bıçak ile saldırır. Bıçağı karnına saplayıp, hiç çıkarmadan boğazına kadar olan kısmı var gücüyle keser. İkinci ölümle tekrar kendini kaybeden kadın oradan kaçar. Çünkü Michael”in hayatından da umudunu kesmiş gibidir. Tepeye çıkan ve haçlı alana giren Anne burada polisi arar ve yardım ister ancak üzerine kan damlamaktadır. Hemen ayağa kalkar ve Michael”in cesedinin bu haçta çarmıha gerildiğini görür.

Ağlayarak dağ yolunda ilerleyen kadın bir yandan da arkasına bakmayı ihmal etmez. Bu esnada üzerine kesilmiş bir ağaç yuvarlanır. Ağaç kesen işçiler kadına yardım etmek ister. Ancak o yardımı bir kenara bırakıp yakınlarındaki tehlike için adamları uyarır. Adamlar kadının çılgına dönmüş hali için, acilen hastaneye gitmesi gerektiğini düşünürler. Ancak bu tartışma, Chris”in oraya da gelmesi ile son bulur. Kaçıp bir ağacın arkasına saklanan kadın adamlardan birinin ağaç kesme motoru ile iki parçaya bölündüğünü görür. Diğer adam da Chris tarafından gözleri önünde öldürülür. Arabaya giren ve kaçmaya çalışan Anne, arabanın çalışmaması ile tekrar ağlamaya başlar. Araçtan inince Chris ile aralarında tekrar bir kovalamaca başlar. Ormanın içinde Chris”i gören Anne, ona baltayı fırlatır ancak balta ağaca saplanır adamı ıskalar. Bisiklete binen Anne, Chrisle yaptığı bu son kovalamacayı başaramaz ve yere çakılır.

Uyandığında kendini Chris”in evinde bulan Anne, adama yoğun bir nefret duymaktadır. Chris ise hiçbir şey olmamış gibi yemek hazırlar ve kadını yemek masasına çağırır. Yorgunluktan ve açlıktan harap olan Anne, bir çırpıda makarnayı yer. Kendisine çok iyi davranan Chris”in boş bir anını bulup ona bıçakla saldırır. Başarılı olamaz. Bıçak Chris”in suratında bir çiziğe yol açar. Kadını bağlayan ve ağzını da bantlamaya çalışan adam, Anne”nin kulağına yaklaşarak, onun hırsını sevdiğini çünkü birlikte olduklarında hayatta kalmayı başaran tek kadının o olduğunu, yoğun şiddete dayanan biri olması nedeni ile kendisi için çok özel bir kadın olduğunu fısıldar. Anne ise suratına tükürür. Chris, sivri ve tırtıklı bıçağı alıp kadının bacağında bir çizik açar. Akan kanları da aynada kıza izletir. İyice kan kaybeden Anne kendinden geçmiş gibidir. Dışarıda duyulan siren sesleri ile Chris dışarı çıkar. Ağzı bantlı olan Anne ise yere düşer ve kırılan bir ayna parçası ile elini bağlayan ipi keser. Dışarıdaki polislerle meşgul olan Chris ise polisleri öldürüp eve geri döner. Chris”in eve sağlam bir şekilde döneceğinden emin olan Anne, eline sivri bir kor çubuğunu alarak, Chris kapıdan girdiği anda olanca kuvveti ile adama vurur.

Anne, yere düşen Chris”in ölmediğinden emindir. Her tarafı kanlar içinde kalan Anne yerden büyük ve sivri bir ayna kırığı alır ve sürünerek adamın başucuna kadar yaklaşır.

Anne, av iken bir anda avcı olmuştur. Yaşadığı kabuslara sebep olan bu cani adamdan kurtulmak belki de o an için hayatındaki tek amaçtır. Ayna kırığını havaya kaldırır ve gözleri birden açılan Chris”in boğazına olanca hızıyla saplar. Saplamanın etkisi ile Chris titremeye başlar. Ancak Anne, kırık aynanın, adamın boğazında daha derinlere nüfuz etmesi için eliyle daha da derinlere iter.

Dehşet Gecesi(Prom Nıght):

Zamanınıza yazık.