Suphi Kaner (Suphi Kaner)

Doğum Yeri : Cerrahpaşa, İstanbul
Doğum Tarihi :
19 Ocak 1933
Ölüm :
1963-08-25
Hakkında :
Telgraf hat bakıcısı Ömer Efendi ve Nâzime Hanım’ın tek çocuğu olan Suphi Kaner, 19 Ocak 1933 yılında Cerrahpaşa’da dünyaya gelir. Alt katında marangozhane olan yoksul, ahşap, kira evinde… Babası genç yaşta ölür ve yaşlı, hasta annesi evlere çamaşıra gider. Suphi Kaner de çok küçük yaşlarda çalışmaya başlar. “İlk olarak Hayat Karamelaları” satar, okul tatillerinde de ayakkabı tamirciliği yapar. Elektrikçilik, marangozluk gibi işlerden sonra Şehzadebaşı’ndaki Ferah ve Turan sinemalarında fıstık, gazoz satar. O yıllarda oyunculuğa gönül vermiştir. Yazarlığı da vardır Suphi Kaner’in. Hikâye ve şiir yazar. Yazdığı hikayeleri yayınlatmak üzere götürdüğü gazetenin yazı işleri müdürü, “Bununla para kazanamazsın. Gel en iyisi gazete sat” der ve Suphi Kaner o işi de yapar. Sonra yine bir sinemada yer göstericiliği yapmaya başlar.
1946 yılında Eyüp Halkevi’nde sahneye çıkar, “Süt Kardeşler” ve “Mozambik” revülerinde oynar. Ardından da Yeşilçam’a gelir. Film yazıhanelerinde çalışmaya başlar. Yeşilçam’ın ‘hamallığını’ yapmaya başlamıştır. Fikret Hakan ve Öztürk Serengil en yakın dostlarıdır. Ya kahvelerde ya da Fikret Hakan’ın annesinin evinde yatmaya başlarlar. Her gün beş parasız oyuncu kahvelerinde iş bekliyorlardır ve o iş bir türlü gelmiyordur. Fikret Hakan’la birlikte “Sahne 8″ adlı bir tiyatro grubu kurup, turnelere çıkarlar. Zamanla Fikret Hakan da Öztürk Serengil de Suphi Kaner de, yaşadıkları çileli ve yoksul günlerden sonra, Yeşilçam’da ‘dikiş tutturur’lar. Suphi Kaner başrollerde oynamaya başlar. Halktan, sevimli tiplemeleriyle sevilen bir komedyen olarak ünlenir. Artık günlerce film teklifleri beklemiyor, setten sete koşuyordur. 1958 ’de bir, 1959 ’da oniki, 1960 ’ta yirmisekiz ve 1961 ’de yirmidokuz filmde rol alır.
Suphi Kaner’le, -ne acıdır ki yıllar sonra o da yaşadığı ekonomik kriz, borçlar ve çeşitli sorunlar nedeniyle intihar edecek olan- Nevzat Pesen’in sahibi olduğu Pesen Film arasında bir sorun yaşanır. Suphi Kaner, anlaşması olduğu halde filmi yarım bırakır ve çekimlere gitmez. Bunun üzerine Nevzat Pesen, işi aksattığı ve şirketi zarara uğrattığı için Suphi Kaner’i, Prodüktörler Cemiyeti’ne şikayet eder. Prodüktörler Cemiyeti de 1963’ün Haziran ayında bir bildiri yayınlayarak tüm film şirketlerine gönderir ve “…Oynamayı kabul ettiği rolü filmin yarısında bırakarak film şirketini maddi, manevi zarara soktuğu için” anlaşmazlık çözülene kadar Suphi Kaner’e “iş verilmemesini rica eder.” Bu “ihtar” niteliğindeki bildiri, apaçık bir boykottur. Bu boykottan sonra sinemamızın önemli ve yetenekli aktörü Suphi Kaner en verimli günlerinde, işsiz kalmıştır. Suphi Kaner kendisine önerilen role içerlemiştir. Hep güldüren ve hüzünlendiren sempatik aktör, “kötü” adam rolünde seyircilerinin karşısına çıkmak istemez. Fakat Yeşilçam ve insanlar acımasızdır. Duyarlı ve içine kapanık aktör dişiyle, tırnağıyla mücadele ederek, yoksulluklarla, çilelerle boğuşarak geldiği yerde onurlu mücadelesini sürdürmek istemiştir yalnızca. O da birçok ‘benzeri’ gibi yalnızdır, kırgın ve küskündür.
Türk sinemasının güldürü ustası, sempatik aktörü Suphi Kaner, 25 Ağustos 1963 tarihinde, henüz 30 yaşındayken arkadaşı Afif Yesari’nin evinde, üç tüp “Nembutal” adlı haplardan içip intihar ederek yaşamına son verir. Cebinden 15 lira çıkar. Henüz 30′unda olan Suphi Kaner, eşi Ender Hanım’ı acılar içinde, üç yaşındaki ikiz çocukları Aşkın’la Taşkın’ı yetim bırakır.
İlgili Filmler
SarpBayhan
2 Şubat 2018 15:14Hayat hikayesini bugün okudum gerçekten üzüldüm. Kendisini rahmetle anıyorum Allah taksiratını affetsin.
Cevap Yazaysenazan
18 Aralık 2017 17:24Komedi rollerine çok yakışmasına rağmen beni her zaman hüzünlendiren bir oyuncudur. Belki de hayatında çektiği zorluklar beyaz perde de yüzüne vurduğu içindir. Çok genç yaşta hayata veda etmiş. Bence yaşasaydı çok daha güzel rollere imza atacaktı. Ben kendisini en çok Avare Mustafa ve Tığ Gibi Delikanlı filminde sevmiştim. Allah rahmet eylesin.
Cevap YazTubaArtan
19 Ağustos 2017 22:30Her izlediğinde içi cız eden sadece ben miyim acaba?...onun genç yaşta intiharına sebebiyet veren kişi de yıllar sonra intihar ederek hayatına son vermiştir..İlahi adalet bu olsa gerek.Keşke bu acı olay vuku bulmasaydı da uzun yıllar kendisini izleyebilseydik.. .Allah taksiratını affetsin
Cevap Yazdedeefendi
16 Ağustos 2016 20:27Allah taksiratını affetsin. Çok güzel bir yüzdü. Onu seyredip de sevmeyecek bir tek kişinin dahi olacağına inanmıyorum. Güzel adam vessselam. Nur içinde yatsın.
Cevap Yazmncelik
4 Ekim 2015 00:58(Agah Özgüç-Türk Sineması’nın Marjinalleri ve Orjinalleri kitabından alınmıştır) Suphi Kaner’in ölümüyle oturdukları gecekondularında zor durumda kalan talihsiz anne Ender Kaner ve üç yaşlarında olan ikizlerine yardım için birkaç sinemacı aralarında bir komite kurmuşlardı. Ve bir gazete yardım kampanyası düzenlemiş , Suphi Kaner hayranı bir hanım Yüksel Hazar ise, Şişli’de sahibi olduğu talebe yurdunda kışı geçirmeleri için Kaner ailesi misafir etmişti. “Bbasız evlerin babasız çocukları olarak” olarak yıllardır mücadele veren Aşkın’la Taşkıni 1961 doğumlu olduklarına göre bugün 52 yaşındaydılar..
Cevap Yazmncelik
4 Ekim 2015 00:30(Agah Özgüç-Türk Sineması’nın Marjinalleri ve Orjinalleri kitabından alınmıştır) İntiharından bir hafta kadar önceydi. Boğazda bir restoranda konuyla ilgili buluşmak üzere buluştuğumuzda, Suphi Kaner çok üzgündü. Boşalmak, rahatlamak ve kendini savunmak istiyordu. Suphi Kaner neden içiyordu, neden işe gitmemişti, neden boykot kararı alınmıştı?.. O Pazar günü soruları söyle yanıtlıyordu Kaner: “İçki beni sadece dinlendiriyor. İçki tekelin onlara verdiği yalancı bir şahit oldu. Ve içkime o kadar alıştılar ki, beni zorlan içirmek için gerekeni yapıyorlardı… Ben seyircinin karşısına yıllardır, fedekar, iyi arkadaş, iyi arkadaş olarak çıktım. Benim oynadığım tipler bunlardı. Bana onun bunun karısını dikiz ettirip, röntgenci rolü verdikleri için işi bıraktım… Tazminat davası açacağım. Şirketlere “iş vermeyin” tabirini kullanmaları bir suçtur, prodüktörler cemiyetinin. Bu bir sendika kararı olsaydı hürmet ederdim. Ayrıca bana üç defa, konuyu konuşmak üzere davet ettiklerini söylüyorlar. Bunlardan hiç haberim yok…Türk sinemasının bir gün beni anlayacağını bekliyorum.”
Cevap Yazaskinkanerseery
23 Ağustos 2015 19:05ALIN YAZISI, ONCE SOYADIMIZI IYI OGREN AYRICA BABAM MAGDUR DEGIL MAGRUR BIR INSANDI, DEVRIMCIYDI!
Cevap Yazaskinkanerseery
23 Ağustos 2015 18:51Bir intihar olayı okuyunca, insana buz gibi ter döktüren şey, pencerenin demirlerinde asılı duran narin ceset değil, intihardan hemen önce o kalpte olup biten şeydir. ( Simone de Beauvoir)
Cevap Yazaskinkanerseery
23 Ağustos 2015 17:49SEVGILI BABAM GURURLUYDU, SINEMA PATRONLARINA ASLA BOYUN EGMEDI! SISTEME KARSIYDI VE ELINDE KALAN TEK OZGURLUGU INTIHAR ETMEKTI. DEDIGINI YAPTI! ISIKLAR ICINDE UYUSUN YOLDAS BABAM... ASLA UZGUN DEGILIM, OFKELIYIM SISTEME!
Cevap Yaz