Agah Özgüç Kaleminden Bir Yılmaz Güney Klasiği ''Umutsuzlar''
03 Ocak 2023

UMUTSUZLAR 

Yönetmen:Yılmaz Güney

Senaryo: Yılmaz Güney

Göruntü Yönetmeni: Gani Turanlı

Oyuncular: Yılmaz Güney, Filiz Akın, Hayati Hamzaoğlu, Nihat Ziyalan, Kazım Kartal, Memduh Ün, Tuncer Necmioğlu, Mehmet Büyükgüngör, Şükriye Atav, Ceyda Karahan Yeşim Tan, Hikmet Taşdemir, Refik Kemal Arduman, İhsan Gedik,  Hakkı Kıvanç, Asım Nipton, Mustafa Alabora, Gani Turanlı, Nizam Ergüden, Mustafa Yavuz 

  • 1071 yılında renkli olarak çekilmiş bir Akün Film (İrfan Ünal) yapımı.
  • Oyküsü: Balerin Çiğdem (Filiz Akın) hayat standardı ortanın üstünde bir ailenın kızıdır.  Annesi ve babasıyla birlikte hayatını sürdürmektedir. Dalgındır, sessizdir ve buyük bir korku içindedir. Sevdiği bir erkek vardır ki, bale salonunda, makyaj odasında hep onu düşünmektedir. Sevdiğinin adı Fırat'tır (Yılmaz Güney).

Belinde. kurşunu namluya sürülmüş silahıyla, peşinde adamlarıyla dolaşır Fırat. İstanbul ondan sorulur. Fırat çevresine korku salan bir mafya babasıdır, ömrü hapishanelerde geçmiştir. Çiğdem arkadaşı Yeşim'e (Yeşim Tan) Fırat'ı anlatır. Onunla oyunu izlemeye geldiklerinde tanışmışlardır. O günden sonra güller gönderilir Çiğdem' e. Bir gün sahneye çıktığında gözleri seyirciler arasında olması gereken Fırat'ı arar, ama Fırat yoktur. Artık ne gülleri gelir ne de kendisi. Oysa Çiğdem öylesine alışmıştır ki Fırat'a, dayanamaz, sıcak bakışlı adamı arar, sorar, soruşturur. Oysa üç kurşunla sırtından vurulan Fırat hastane odasındadır, hemen hastaneye koşar. Ve burada Fırat'ın gerçek kimliğini öğrenir. O bir gangster, daima ölümün eşiğinde dolaşan biridir. Aynı dünyaların insanları olmalarına karşılık, yine de Çiğdem ondan vazgeçemez. Her sabah ölüm korkusuyla uyanır. Onu düşündüren, silahıdır. Fırat, Çiğdem ve silah ... Üçü birarada nasıl yaşayacaklardır? imkansız bir aşktır bu Çiğdem için. Fırat'a göre ise Çiğdem, 'yaşamın devamlı kanayan kırmızı bir gülü' dür ... Bir gece Çiğdem sıkıntıyla uyanıp perdeyi araladığında dışarıda beyaz giysiler içindeki Fırat'ı görür. Hemen sabahlığını sırtına geçirir ve sokağa fırlar. Sokağa çıktığında Fırat'ı göremez, Fırat yok olmuştur. Hayal mi görmüştür yoksa? Hayır; Fırat oradadır, birbirlerine sarılırlar. Çiğdem bir süre sonra Fırat'ın evindedir artık. Duvarlarda Çiğdem'in büyütülmüş resimleri. Fotoğrafların birinde kurşun izleri vardır. Fırat her ayn olduğu gün için bir kurşun sıkmıştır Çiğdem'in büyütülmüş fotoğrafına. "En son dün alnına bir kurşun sıkmak istedim, yapamadım, öldüremedim seni, anladım ki sensiz olmuyor," diyerek Çiğdem'e olan sevgisinin sonsuzluğunu anlatır Fırat. İstanbul'un sayılı kabadayılarından Tahtabacak (Kazını Kartal) Fırat'ın en azılı düşmanıdır. Onun kariyerinde gözü vardır, bilmektedir ki Fırat ölmeden İstanbul'un kapılan Tahtabacak'a açılmayacaktır. Fırat'ı, yalnız sokağa çıkmaması konusunda uyarmaktadır adamları, çünkü Tahtabacak ve cellatları peşindedir. Ancak başka bir uyan da Çiğ dem için yapılır. Fırat'ın korumaları Memduh (Memduh Ün), Hayati (Hayati Hamzaoğlu) ve Mehmet (Mehmet Büyükgüngör) tedirgindirler. Çiğ demle olan ilişkisinin Fırat'a ölüm getireceğinden endişelenmektedirler. Onlara göre Fırat yanlış yoldadır. Yirmi yıldır dişiyle, tırnağıyla, yüreğiyle, bileğinin gücüyle elde ettiği bu yeri bir kız uğruna feda etmesini içlerine sindirememektedirler. Yüreklerinde sevgiye, aşka yer açmayan adamlarına sinirlenen Fırat, hırsından aynaları kurşunlar. Fırat, çevresinde korku salan, acımasız ve çok sert biri gibi tanımlansa da, bu yalnızca düşmanları için geçerlidir. Kendince özel yasaları vardır Fırat'ın. Haklıdan yana olup mağdurlara, haksızlığa uğrayanlara yardımcı olmaktadır. Mafya kanunlarına göre mahkeme kurup yargı salonunda davalı ve davacıdan şikayetlerini dinlemekte, olabiliyorsa aralarını bulmaktadır. Örneğin, şikayetçi kadınlardan birinin kızı evden kaçmıştır; Fırat adamlarına, "Kızı bulup yatılı okula verin, orospu olacaksa hiç olmazsa okumuş orospu olsun," der ...

Yargılanma sırası Fırat'tadır. Adamları onu yargılamak için toplanırlar. Önünde iki seçenek vardır Fırat'ın; ya sevdiği kızı terk edip işine dört elle sarılacak, ya da çeteden ayrılacaktır. Fırat kararını verir. Tercihi Çiğdem'den yanadır. Artık yasa dışı işlerden yorgun düşmüştür, yıllardır arkadaşları uğruna vurulan, vuran, hapislere düşen Fırat, bundan böyle Çiğdem için yaşayacaktır. Bu karar sonrası kız kardeşi Ayşe'nin (Ceyda Karahan) düğününe giden Fırat, Çiğdem'le dans eder; çok mutludur artık. Fırat'ın adamlarından Yaşar (Tuncer Necmioğlu), Tahtabacak'la işbirliği içindedir. Fırat'ın bulunduğu yerler konusunda sürekli bilgilendirir Tahtabacak'ı. Tahtabacak kiralık katillerinden Parmaksız'ı (Hikmet Taşdemir) görevlendirirse de sonuç alamaz. Bu kez Tahtabacak ve adamları, Fırat'la Çiğdem'in buluştuğu bağ evini sarmışlardır. Fırat pencereden baktığında durumu anlamıştır. Kellesi namlunun ucundadır ... Tanıştığından beri silahı bırakması, silahla kendisi arasında bir tercihte bulunması konusunda baskı yapan Çiğdem'e sorar: "Silahımı bırakırsam seni çok sevdiğime inanacak mısın?" Fırat, silahını Çiğdem'e teslim edip dışarıya çıkar. Kısa bir süre sonra dışarıdan silah sesleri gelir. Çiğdem pencereye koştuğunda Fırat'ı, Tahtabacak ve adamlarının arasında kıvrılarak yattığı yerde görür. ' Çiğdem' in çığlıkları gecenin karanlığında yankılanmaktadır: "Fıraaaat ... Fıraaat ... "

 

  • Meraklısına Notlar: Filiz Akın'ın sinema hayatındaki en düzeyli filmlerinden biri, belki de en önemlisidir. O yıllardaki kocası, yapımcı-yönetmen Türker İnanoğlu, Filiz Akın'ın bir Yılmaz Güney filminde oynamasını istemedi. Ancak güçlükle ikna edilerek Filiz Akın'ın bu fılmde oynanması sağlandı. Filiz Akın'ın bale sahnelerindeki koreografık düzenlemeler Eriş  Akman tarafından gerçekleştirildi. Filmin müziklerini Yalçın Tura besteledi. Yılmaz Güney bir açıklamasında, "Umutsuzlar, prodüktör baskısı olmadan, istediğim gibi çektiğim bir film ... " der. Güney aynca şu açık lamayı da yapar: "Umutsuzlar bir görev filmidir. Bu görev Türk sinemasını beğenmezlikten gelen, çoğunluk yabancı filmleri seçen kişileri kendi ölçüleri içinde etkileyip yerli filme bağlamaktır. Umutsuzlar'da öz-biçim anlaşması, hikaye bütünlüğü, görüntülerin etkenliği ilk iki filme kıyasla (Ağıt ve Acı'yı kastediyor Güney) daha başarılı olmakla birlikte, temelde yatan yanlışlık, ki bu da yerli nitelikten yoksun oluşudur, onu başarısızlığa mahkum etmiştir. Bunu bilerek yaptım. Umutsuzlar'ı Ağıt ve Acı paraleline koymadım. Oysa Umutsuzlar, sineması en iyi olan filmdir. Fakat yabancı bir film havası taşıyordu. Türk oyuncularını tanımayan bir kimse bu filmi görse kolayca bunun bir Fransız filmi olduğunu sanabilir. Umutsuzlar'ın bu 'deneme' diye tanımladığımız dönemde pratiğimizin gelişmesi adına çok büyük yararı olmuştur."
  • ödülleri: 3. Adana Film Festivali (1971) 'en iyi 3. fılın', Gani Turanlı 'en iyi görüntü yönetmeni'.
  • Eleştiriler: Atilla Dorsay "Sinemasal Foto-roman" Cumhuriyet, 1971. 

 

 

 

 YORUMLAR  ({{commentsCount}})
{{countDown || 2000}} karakter kaldı
{{comment.username}}
{{moment(comment.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)
{{reply.username}}
{{moment(reply.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)