"Atilla Dorsay'ın, 27 Kasım Perşembe günü saat 15.00'te Orient Bar'a gerçekleştireceği söyleşide sizleri de aramızda görmekten mutluluk duyarız." davetiyle katılınan söyleşiden notlar
02 Aralık 2014

Türk sinemasının 100. yılı, Yeşilçam'ın pek çok filmine ev sahipliği yapmış, 122 yıllık Pera Palace Hotel Jumeirah'da konuşuluyor.

"Atilla Dorsay'ın, 27 Kasım Perşembe günü saat 15.00'te Orient Bar'a gerçekleştireceği söyleşide sizleri de aramızda görmekten mutluluk duyarız."

Bu davetle başlayan çağrı, tarihi bir mekanda yaklaşık 50 yıllık sinema yazarlığı tecrübesiyle, Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Mimarlık mezunu Atilla Dorsay'ın, anılarıyla başlıyor. Sinema eleştirilerine yabancı filmlerle başlayan Dorsay'ın Amerikalı  cazcı kardeşlerden Jimmy ve Tommy Dorsey'in kardeşi olduğuna dair zamanında çıkartılan dedikoduları tebessüm içinde dinliyoruz. Türk sinemasının kazandığı uluslararası başarılarla beraber Atilla Dorsay da artık Türk sineması için yazmaya başladığını anlatıyor. Yılmaz Güney'i, Halit Refiğ filmlerini dinliyoruz. Metin Erksan'ın Berlinde Gümüş Ayı kazanan filmi "Susuz Yaz" sonrası yaşanan sevinci, sevincin yerini nasıl güvensizliğe bıraktığını da bu hoş sohbetten öğreniyoruz. Yaklaşık 1 saate sığdırılan bu konuşma sırasında Türk sineması, toplumsal olaylar, değişen mimari anlayışını dinliyoruz.

Sinema kimilerine göre popüler kültürün temel araçlarından biri, kitleleri etkileyen, onlara ortak bellek sunan büyülü, masalsı bir araç. Atilla Dorsay bu araçla ilişkilerini, toplumun beğenileri ve ödüller noktasında oluşturan, 50 yıldır bunları yazan, 50 yıldır, değişen kurallara, topluma, sinema anlayışına uyum sağlamış usta bir kalem. Eleştirileri, beğenileri, yaklaşımları sinemanın teknik, estetik, sanatsal değerlerine uymasa bile, kendi yaşam öyküsünde ortaya çıkan, dirence, uyum becerisine, kararlığına saygı duyulması gereken değerimiz. Dünya sinemasında, Türkiye'nin yerini merak edenler, doğru konumlandırma için, Türk toplumunun göstergesi olan Atilla Dorsay' a bakmalılar, Atilla Dorsay gibiyiz bir anlamda, değişimlere ayak uydurmaya çalışıyoruz,  rüzgarın sürüklediği yerlere gidiyoruz, gitmek istediğimiz yer başka olsa bile; çoğu zaman, nereye gitmek istediğimize dair fikrimiz bile yokken.

Erkan Büker 

Yönetmen, Bahçehir Üniversitesi, Sinema ve Tv Bölümü, Öğretim Üyesi

 YORUMLAR  ({{commentsCount}})
{{countDown || 2000}} karakter kaldı
{{comment.username}}
{{moment(comment.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)
{{reply.username}}
{{moment(reply.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)