Ülkemizde bilinen belli başlı birkaç film festivali vardır. Yakın zamana kadar oldukça önemli olan ve son iki yıldır önemini oldukça yitiren Antalya Altın Portakal Film Festivali, İstanbul Altın Lale Film Festivali, Uluslararası Bursa İpek Yolu Film Festivali, Uluslararası Adana Film Festivali ve bunun gibi irili ufaklı ülkemizin çeşitli il ve ilçelerinde gerçekleştirilen Film Festivalleri.

Ülkemiz insanlarının Film festivallerine ilgisi, küçümsenmeyecek kadar yoğundur. Bunu bizzat görev yaptığım festivallerde de yaşadım. Festivaller öncelikle sinemaseverler için bulunmaz bir nimet olarak algılanmaktadır. Çünkü Her zaman görmeye fırsat bulamayacakları, özellikle dünya ülkeleri sineması ile buluşmak, o sinemalar hakkında fikir sahibi olmak, o ülkelerin bilinmeyen yönlerini tanımak öylesine mutlu ediyor ki izleyenleri, yeni bir dünya oluşuyor o kentte. İnsanlar kaynaşıyor.
Festivallerin, ülkemize ve kentlerimize getirerek konuk olarak ağırladıkları, dünyanın en önemli sinemacıları da sinemacılarımızla tanışıp kaynaşıyor, ileriye yönelik tartışmaları, sonrasında ortak film yapımlarını da gündeme getiriyor bir bakıma.

Filmsel görseller dünya sineması ile ilgili bilgiler de veriyor topluma. Bunun en çarpıcı örneğini, Antalya AKSAV ve İstanbul TÜRSAK işbirliği ile gerçekleştirilen, dünyanın sayılı festivalleri arasına girmeyi başaran ve artan bir katılım talebi yoğunluğu yaşayan Antalya Film Festivalinde gerçekleştirip, sonrasında son iki yıldır gündeme dahi getirilmeyen   " Film Market "  ini gösterebiliriz.
Zaman zaman bazı yazarlarımız tarafından acımasızca eleştirilmesine rağmen festivallerimiz, tüm konukları ile de oldukça renkli görüntüler vermektedir. Festival kentlerindeki sinemaseverlerin ön önemli beklentileri sevdikleri, beğendikleri oyuncuları aralarında görmektir. Bunu festival komitesi, kentler içinde gerçekleştirdikleri Kortej ile sağlayarak İzleyici- seyirci buluşmasının en güzel örneklerini de vermişlerdir. Bu buluşma neredeyse gelenek haline gelmiştir.

Ülkemiz festivaller ülkesidir. Hemen her yıl, tüm il, ilçe ve beldelerimizde çeşitli adlar altında festivaller yapılmakta, çeşitli etkinliklerle kentlerini tanıtmak için yoğun çaba sarf etmektedirler. Bu festivaller içinde en ilgi çekeni ve o kent ile bulunduğu yörenin, bölgenin ve Ülkenin tanıtımına katkısı olması açısından Sinema-Film Festivalleridir. Çünkü sinema bir olgudur, bir sanatsal şölendir.

Malatya...
Üzerinde birçok önemli değerler barındırması ve turizm bakımından Ülkemiz adına onurlar kazandıracak övgüsel bir kent olmasıyla pırıl pırıl bir ışık huzmesi gibidir. Yöneticilerinin il bazında eksik olarak gördüğünü belirttikleri, tüm bu değerlere değer katacak bir organizasyonu hak ettiğini düşündükleri hep bilinmekteydi. Uzun bir arayış vardı sanki. Arayış sonucunu da getirmeliydi. Getirdi de…

Malatya ‘ nın saygın Valisi ve Malatya Kaysı Vakfının ortaklaşa düşünceleri, yine ortaklaşa aldıkları bir kararı yaşama geçirme adımını atmaya başlamakla gerçekleşebilirdi. Malatya’ da bir film festivalini yapılmalı ve bu gerçekleştirilmeliydi. Nasıl gerçekleştireceklerini yeni bir kentsel oluşumun içinde olacakları fikriyle araştırmalarına hız vermek gerektiğine inanmaktaydılar. Bu nedenle, daha önce birçok festival ve Uluslar arası Bursa Film Festivallerini büyük bir başarıyla gerçekleştiren "İstanbul Organize" ile temasa geçerek, yaptıkları iş birliği sonucu 1.ULUSLARARASI MALATYA FİLM FESTİVALİ ortaya çıkmıştır.

Malatya halkının bu festivali desteklemesi ve benimsemesi, destekleyici maddi manevi olarak katkıda bulunmaları, Film Festival fikriyle bunu Malatya’ lıların ne kadar hak ettiğini de göstermiştir.
Malatya’ lılar şunu da bilmektedirler. Türkiye’ nin en önde gelen oyuncuları Malatya’ dan yetişmişlerdir. Bir Kemal Sunal, - ki adına ödül de verildi- bir Ali Şen, Şener Şen, Altan Akışık, Kenan ışık, Nehir Erdoğan ve daha birçoklarının adını  saymaya fırsat bulamadığımız değerlerin hepsi,  Malatya’ lı dırlar .
Dünyanın 5 kıtasında ve Ülkemizden gelen seçkin Sanatçılar, Ünlü Yönetmenler, Oyuncular ve seçkin konuklar Malatya’ nın adını tüm dünyaya tanıtma onurunu da elde etmişlerdir.

Festival, başladığı gibi aynı görkemle Kültür ve Turizm Bakının festivale katılımı ile kapanışını da gerçekleştirerek adeta bir tarih yazmıştır Malatya için. Halkın 7 den 70 e gösterdiği bu yoğun ilgi, festival yöneticilerinin festival süresince tüm gösterimler, paneller ve sinemasal eğitimlerle hiç, ama hiç aksamadan görevlerini üstün performansla tamamlamaları, Kültür ve Turizm Bakanını da gözünden kaçmamış, bir sonraki yılda da gerçekleştirilmesi düşünülen 2. Uluslar arası Malatya Film Festivaline, maddi ve manevi katkılarının artarak devam edeceği müjdesini vermiştir.

Böylesi bir onuru yürekleri ve becerileriyle gerçekten hak eden Vali ve Vakıf yöneticileri, daha kapsamlı, daha bir coşkulu festival sözü ile sinemaseverlerini selamlamışlardır.
İnanıyoruz ki; Malatya insanıyla, sanatçısıyla, çalışanı, esnafı ve tüm gözler önüne sürülen görselliği ile, bu festivali daha da ileriki yıllara, bir gelenek olarak taşıyacaktır. Çünkü gördüğümüz ve inandığımız kadarıyla Malatya’ nın hamurunda bu vardır.