Yarın Son Gündür

(24 kişi yorum yaptı)
Yönetmen: Yılmaz Güney Yılmaz Güney
Ülke: türkiye
Oyuncular: Nihat Ziyalan, Süleyman Turan, Fatma Girik, Yılmaz Güney, Erol Taş, Nükhet Egeli, Bilal İnci, Feridun Çölgeçen, Nevzat Şenol, Gökben Devamını Gör...
Ödüller: En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu
Konusu : ‘Le Clan des Siciliens’ (1969) (Morricone) melodisi. Kara Çocuk, Tarih kitabının (Emin Oktay) arasına sakladığı Tom Miks’i okuyan Mavi Çocuk’un resmini yapıyor.. Mavi Çocuk (Nevin Akkaya’nın sesi ile) ; “Peki, Nizam-ı Cedit ne demektir?” Kara Çocuk (Abdurrahman Palay’ın sesi ile) ; “Nizam-ı Cedit, III.Selim tarafından kurulmuş, Fransa’dan getirilen teknik uzmanlar idaresinde düzenlediği ıslahat ordusudur.” Mavi Çocuk ; “Peki, Duyun-u Umumiye nedir?” Kara Çocuk ; “Duyun-u Umumiye, genel borçlar anlamında olup Osmanlı Devletinin yabancılara olan borçlarını tahsil etmek için kurulan bir teşkilattır. Pekala, Sekban-ı Cedit ne demektir?” Mavi Çocuk ; “Sekban-ı Cedit? [‘Thème de Borsalino’ (1970) (Claude Bolling) melodisi başlar] Sekban-ı Cedit? Daha oraya gelmedim.” Aynı soruyu, biraz sonra Komiser Süleyman da (Kara Çocuk ona Sümüklü Sülüman diyor) yanıtlayamaz. (Yılmaz Güney, çok akıllı bir şekilde, film boyunca sorulan bu sorunun yanıtını öğrenmeyi seyirciye bırakmış.) Emniyet Müdürü (Mümtaz Ener’in sesi ile), bir slayt gösterisi ile memurlarına eski suçluları tanıtıyor ; “..İşte belanın 9 türlüsü Kara Çocuk..Sürgünden yeni döndü. Şimdi kuluçka devresinde. Fakat her an bir şeyler yapması mümkündür..Bu da Mavi Çocuk, Kara Çocuk’un sevgilisi. Hiç ayrılmazlar. Hayatın her türlü belasını, cefasını ve sefasını beraber bölüşürler. Kara Çocuk’a 20 metre yaklaşan, tehlike hudutları dahiline girmiş sayılır. Şimdi cezalarını bitirmiş uslu çocuklar gibi kendi hayatlarını yaşıyorlar..” İkisi de ‘yeni ve güzel bir yaşam’ istiyor ama.. ‘Adını Anmayacağım’ (1971) (Mehmet Erbulan / İsmet Nedim) şarkısını söyleyip uçurtma uçurdukları tepede Mavi Çocuk’un sözleri (üstelik uçurtmaları da düşüyor) olacakların habercisi gibi ; “Bazen bu güzel günler kısa sürecek sanıyorum..” Kaderin cilvesi, en iyi arkadaşları bir komiserdir. Kara Çocuk ona “Yahu, sen Padişah da olsan benim için Sümüklü Sülüman’sın. Ne kasılıp (aslında aile sorunları nedeniyle ne kadar mutsuz olduğunu bir bilse) duruyorsun be?” diyor. (Filmin iç acıtan sonunda evdeki huzursuzluk etkili olmuştur belki de.) Kahramanlarımızın can düşmanı Yakup ve Rıza’yı Emniyet Müdürü şöyle anlatıyor ; “Aslan Avcısı Yakup ; Büyük teşkilatçı ve kaçakçı. Zengin bir ailenin çocuğu. İşlerini hesaplı kitaplı görür. Hukukun bütün boşluklarını değerlendirmeye çalışır. Tilki gibi kurnaz ve gaddar bir adamdır. Pehlivan Rıza ; Eski pehlivanlardan. Şimdi kanunsuz yolun sayılılarından. Çok kuvvetlidir. Adına Kemik Kıran derler.” İkisi de tedirgin ; “..Bizim için iki yol var..Kara Çocuk’la anlaşabilirsek ne âlâ, anlaşamazsak ‘malum’.” Olumsuz yanıt alınca (“Bak Aslan Avcısı Yakup Bey, ben emekliye ayrıldım artık. Kanunsuz işlere paydos”) ‘malum’u gerçekleştirmek için evini basarlar. Ama Kara Çocuk onları ‘kurşun yağmuru’na tutuyor. İki kişi ölür. Mavi Çocuk ; “Zor günler yeniden başladı Kara Çocuk. Artık hayat bizim için kolay değil. Hakkımızda ‘vur emri’ var.” Bundan sonra onları 34 FR 931 plakalı kırmızı arabalarıyla Bonnie ve Clyde gibi (Agâh Özgüç) umutsuz bir kaçış içinde görüyoruz. Üstelik Mavi Çocuk hamileymiş. Para bulabilmek için Cazip Bey’in yanında çalışan Zülfikâr’ı kaçırırlar. Kaçırdıklarıyla kalırlar çünkü Cazip Bey onlara metelik koklatmaz. 1971. ‘Bol’ geldiği ve ‘lüx’ olduğu iddia edilen başka şeyler gibi Kara Çocuk da yolun sonuna geliyor. Film biterken Belgrat Ormanı. Eski, terkedilmiş bir değirmen. Peş peşe dinlediğimiz iki güzel melodi ; ‘Le Passager de la Pluie’ filminden (1969) ‘Theme Mellie’ (Lai) ve ‘Sunflower’ (1970) filminden ‘Love Theme from Sunflower/The Parting in Milan’ (Henry Mancini). Yerde iki kırmızı gül. Kanlar içindeki Kara Çocuk’a sarılmış gözü yaşlı Mavi Çocuk. Biraz ilerde, olaya zamanında müdahale edememiş olan Komiser Süleyman. ‘The Retreat’ (1970) (Mancini). (Yazan : Murat Çelenligil)
Yapım Ekibi
Yönetmen Ekibi
Kamera Ekibi
Post-Prodüksiyon
Işık Ekibi
Ses Ekibi
performer
21 Mayıs 2016 22:05tv2 de yayınlanan görüntüsü çok kötüydü...başlarına biraz baktım sonrasını izlemedim.
Cevap Yazmuslumfurkanaydogdu
28 Haziran 2015 04:25filmin senaryosu sanki doğaçlama gibi yani o derece içten tabi o kadar yıldızın birarada olduğu filmın senaryosuda iyi olur ha bide erol taş şaşırtıyor masum bi rolü var
Cevap Yazkartal tibet tutkunu
30 Nisan 2012 03:44Buda bir Yılmaz GÜNEY * Fatma GİRİK * Bilal İNCİ * Erol TAŞ * Süleyman TURAN'IN Oyun başarısı olan beş yıldızlı bir film.. Sinemada: Yılmaz GÜNEY'İ aktör-yönetmen olarak seversiniz yada sevmezsiniz siz izleyicinin tasarrufu. Filmin konseptinde gangaster vari sayılan aslında; 'mert delikanlı' Kara Çocuk ile ona katışıksız sevgili de, "Mavi Çocuk" Fatma GİRİK & Yılmaz GÜNEY'in üst düzeyi rolde kesmiş oldukları hazin dolu onmaz bir aşk'ı betimlenmekte..
Cevap Yazbenimsinema
29 Nisan 2012 15:02yine seyrettigim en güzel yilmaz güney filmlerinden biriydi.. evet yine kara isler yapip fakat bambaska bir roldeydi. fatma girikin kasini alir, boynuna cicek kolye takar ve bolbol sarkilar söyler...neseli yüzü gülen bir adamdi...filmin senaryosuda güzel.. filmlerinde mutlu son görmek istiyorum artik..mutlaka izlenmeli diye düsünüyorum..
Cevap Yazliondaddy
31 Mart 2011 14:26Baba'nın en güzel filmlerinden biri...Aynı zaman da YILMAZ GÜNEY ve FATMA GİRİK ikilisinin ikinci ve son filmleridir, tavsiye ederim.
Cevap Yazperformer
10 Ekim 2010 19:48güzel "bir çirkin adam" filmi. 1971 yılında filmin çekimleri sürerken sıkıyönetim güney'i tutuklar ve güney hapis yatar. serbest bırakıldıktan sonra filmin yapımcısı irfan atasoy güney'e filmin kalanını çekmesi için ricada bulunmuş. yılmaz güney filmi tamamlamış olsada içinde bulunduğu psikolojik durum sonucu, filmi istediği gibi çekemediğini söylemiş. sanırım burada yarım kalan veya anlatmak istediklerini umutsuzlar filminde anlatmış. (hangisi önce çekildi bilmiyorum ama yüksek ihtimal umutsuzlar sonra çekildi)
Cevap YazMGUNAY
11 Mayıs 2010 13:56nerdeyse sonuna kadar komedi gibi gözüküp sonu dramla biten Yılmaz Güney klasiği.
Cevap YazUgu-r
25 Mayıs 2009 23:1071 senesinde filmi çekerken gözaltına alınıp,filme 2 hafta ara vermiş rahmetli..''sekban-ı cedit nedir?'' sorusu aklımdan çıkmaz.aslan avcısı yakup ile kemikkıran'a gider yapması ise tek kelime ile kusursuz,izleyen bilir ;) çok keyifli bir film.hem duygulandırıcı,hem eğlendirci
Cevap Yazfaust116
28 Mart 2009 19:27yilmaz guney'in diger filmlerine gore daha bir duygusal ve naif bir filmdir. ama, kral nasil olursa olsun insani her daim huzunlendirir..
Cevap Yaz