Agâh Özgüç’ün “cebindeki paçavralar” yıllar içerisinde Türk sinemasının istatistiklerinin tutulduğu çeşitli yayınlara dönüşür. Özgüç’ün sektörün nabzını tuttuğu çalışmaların ilk emaresini Giovanni Scognamillo ile birlikte hazırladıkları Sinema Yıllığı 1965-1966 isimli eserde görürüz.
10 Mayıs 2022

Agâh Özgüç’ün yazarlık serüveni taşrada çıkan Salkım, Özgörü ve İlke gibi çeşitli şiir dergilerinde yayımlanan şiirleriyle başlar. Kendi ifadesiyle Attila İlhan’ın etkisi altında kalarak yazdığı şiirlerin yanı sıra yine yerel dergilerde “İzmir’den Sanat Hareketleri” ve “İzmir Mektupları” gibi yazılar kaleme alır. 1960 yılında haftalık ve siyasi bir dergi olan Gazete isimli dergide profesyonel olarak gazeteciliğe başlar. Kendisini bir film eleştirmeni olarak görmediğini söyleyen Özgüç’ün ilk dönemde yazdığı yazılar daha çok “setlerden haberler” şeklindedir. Daha sonra dönemin popüler dergilerinden Artist, Sinema, Ses ve Perde, Hafta Sonu, Ekspres ve çeşitli ulusal gazetelerin haftasonu eklerinde yazmayı sürdürür.

Özgüç’ün önemli bir özelliği de Yeşilçam’da yılda üç yüz filme yaklaşılan bir üretimin yapıldığı dönemde setleri dolaşarak çekilen ve çekilecek olan filmlerin künye bilgilerini not almaktır. Önceleri çalıştığı gazete ve dergilere haber sağlamak için başlayan bu iş daha sonra bir alışkanlığa dönüşür. Turhan Gürkan, Yedinci Sanat dergisinde Özgüç’ün bu alışkanlığı ile ilgili şu yorumu yapar:

“Yeşilçam’ın eğri büğrü sokaklarında, figüran kahvelerinde, filim yapımevlerinin kapılarında, köhne, salaş plâtolarda, gazino kulislerinde sinemayla ilişkili kimi görse, hemen cebinden çıkardığı paçavra haline gelmiş kâğıt parçalarına o gün çekimine başlanan, ya da başlanacak olan son filmin ‘künye’sini ayak üzeri not ediveren Agâh Özgüç’ün bu garip merakı, pek çok kimsenin dikkatini bile çekmemiş, bunun ileride ne gibi bir işe yarıyacağı, akıllarının ucuna bile gelmemiştir. Cepte taşınmaktan yazıları okunmaz hale gelen o paçavra kâğıtların, günün birinde birike birike ‘Başlangıcından Bugüne Türk Sineması’nın asıl kaynağını meydana getireceğini kim bilebilirdi? Ellidokuz yıllık geçmişi olan Türk Sineması’nın hiç bir döneminde çevrilen filimler için tam olarak tutulmuş ne bir istatistik, ne de belge vardır bununla ilgili. Henüz yok diyebileceğimiz Türk Sinema Kitaplığında, bu raf bomboş durmaktadır. İşte Agâh Özgüç’ün cebindeki buruşuk paçavralar, bu boşluğu doldurmak ödevini yüklenmiş oluyordu.” 

Özgüç’ün “cebindeki paçavralar” yıllar içerisinde Gürkan’ın da belirttiği gibi çeşitli isimlerle Türk sinemasının istatistiklerinin tutulduğu çeşitli yayınlara dönüşür. Özgüç’ün sektörün nabzını tuttuğu çalışmaların ilk emaresini Giovanni Scognamillo ile birlikte hazırladıkları Sinema Yıllığı 1965-1966 isimli eserde görürüz. 1965-66 sezonunun bir nevi fihristi olan eser, Türkiye’de Türk sineması üzerine çıkartılan ilk yıllıktır. Bir yıl ara verildikten sonra 1968-1969 ve 1969-1970 yıllarında bu sefer Özgüç yıllıkları tek başına hazırlar. Türk sinemasının ilk ciddi anlamda kaydı bu şekilde tutulmaya ve basılı bir eser olarak okurlarla paylaşılmaya başlanır. Yıllıklar süreklilik göstermeyince Özgüç bu işi daha genel çaplı bir sözlüğe dönüştürmeyi düşünür. Böylece 1973 yılında daha sonra Özgüç’ün ismiyle özdeşleşecek olan Türk Filmleri Sözlüğü’nün ilk cildi yayımlanır. 1914-1973 yılları arasında Türkiye’de çekilen ve gösterime giren Türk filmlerini kapsayan sözlük yıllar içerisinde toplamda altı cilt olarak genişleyerek devam eder. 2012 ve 2014 yıllarındaki yeni baskılarıyla Ansiklopedik Türk Filmleri Sözlüğü ismini alarak bir film ansiklopedisine evrilir.

Sözlük çalışması sırasında Özgüç’ün temel kıstası filmlerin uzun metrajlı kurmaca çalışmalar olması ve vizyona girmesidir. Dolayısıyla eser; belgeselleri, kısa filmleri, video ya da televizyon için çekilen filmleri kapsamamaktadır. Özgüç’ün eseri ilk dönem sinema tarihyazımında sıkça hazırlanan film tarihlerine bir örnektir. Yurt dışında 1930’larla birlikte filmlerin arşivlendiği ve araştırmacıların kullanımına sunulduğu arşiv ve müzeler faaliyet göstermeye başlar; fakat Türkiye’de bunlara en yakın örnekler Türk Sinematek Derneği ve Kulüp Sinema 7 ismiyle kurulduktan sonra Türk Film Arşivi ismini alan kuruluşlardır. Bu iki kuruluşun ortaya çıkışları ise 1960’lı yılların ortalarını bulmaktadır. Kaldı ki, bu yapılar yurt dışındaki muadilleri gibi hizmet vermemektedir. Türk filmlerine ulaşmak, filmleri yeniden izlemek, filmlerle ilgili notlar almak ve izlenen filmler üzerinden bir üretim gerçekleştirmek mümkün değildir. Bu nedenle de Özgüç bu eksikliği 1960’lardan itibaren tuttuğu notlarla gidermeye çalışır. Gürkan’ın da değindiği gibi o yıllarda kimse bu çabanın farkında olmasa da notlar birikerek zamanla bir sözlük halini almıştır. Bu sözlük içerisindeki bilgiler de doğal olarak doğrulanamamıştır. Sözlükte o yüzden zaman zaman film isimlerinde farklılıklar çıkar. Filmin çekildiği zamandaki ismi ile sansürden geçerek vizyona girdiği ismi arasında oluşan farklılıklar sözlüğe geçerken eksikliklere neden olur. İç içe çekilen konfeksiyon filmler, atılan şutlardan üretilen yeni filmler, Anadolu işletmelerinde farklı afişlerle yeni bir film gibi sunulan yapımlar böylesi bir sözlük hazırlamayı zorlaştıran yerel unsurlar olarak dikkat çeker. Özgüç bu handikabı giderebilmek için bir yandan afiş koleksiyonerliği de yapmaya çalışır. Filmlerin afişlerini biriktirerek filmlerin künye bilgilerini afişlerden girer.

Özgüç hazırladığı sözlüğün yanı sıra Türk sinemasındaki diğer alanlarda da öncü çalışmalara imza atar. 1995 yılında Türk Film Yönetmenleri Sözlüğü, 1996’da Türk Film Yapımcıları Sözlüğü ve daha önce ilk örneğini Nijat Özön’ün yayınladığı Kronolojik Türk Sinema Tarihi isimli eserleri hazırlar. Bu eserlerin her biri Türk sinemasında belirli alanlar üzerine bir çerçeve çizerek Türk sinemasının geçmişten günümüze birikimini yansıtmayı amaçlar. Bu eserlerde Türk sinemasının kuruluş yılı Fuat Uzkınay’ın Ayastefanos’taki Rus Abidesi’nin Yıkılışı filminin tarihi olan 1914’ten başlatılır. Daha sonra ilk kurmaca film denemeleri, Muhsin Ertuğrul dönemi ve sonrasındaki geçiş çağı yönetmenleri Nijat Özön’ün Türk Sineması Tarihi kitabında olduğu gibi Özgüç’ün eserlerinde de tekrar eder. Özellikle Kronolojik Türk Sinema Tarihi’ne baktığımızda, Özön’ün hazırladığı Türk Sineması Kronolojisi 1895-1966 isimli eserin etkisi göze çarpar. Özön’ün Rakım Çalapala ve Nurullah Tilgen’den naklederek hazırladığı kronoloji Özgüç’te de devam eder. Özgüç, kronolojiyi 1966’dan alarak kitabın yayımlandığı 1988 yılına kadar getirir. Türk sinemasına dair güncel olaylar, ödüller ve gelişmeler de kronolojide yer bulur. Ancak bakış açısı ve inşa Çalapala, Tilgen ve Özön çizgisinde süreklilik gösterir. Dolayısıyla Özgüç’ün çalışmalarında derleme ve alanın hacmini ortaya koyma çabası öne çıkar. Atilla Dorsay bu nedenle Özgüç için “Türk sinemasının vakanüvisi” ifadesini kullanır.

Agah Özgüç yıllardır “cebindeki paçavralarla”, set ziyaretleriyle ve afiş koleksiyonu ile gerçekten de Dorsay’ın ifade ettiği gibi Türk sinemasının vakanüvisliğine soyunur. Özgüç, aynı zamanda Yeşilçam’ın kara kutusudur. Yeşilçam’ın nasıl başladığı, geliştiği ve dönüştüğünü en yakından gözlemleyen isimlerin başında gelir. Yeşilçam içerisindeki figürlerle yakın ilişkiler kurarak dönemin nabzını tutmayı ihmal etmez. Nazik ve yardımsever yaklaşımı ile arşivini pek çok araştırmacı ve yazarla paylaşarak yeni yayınların üretilmesine ön ayak olur. Türk Sineması Araştırmaları (tsa.org.tr) veritabanı kurulurken de arşivini açan ve Türk sinemasının dijital bir veritabanına kavuşmasını sağlayan isimlerin başında gelir. Bu anlamda da Türkiye’de bütün dijital veritabanları kayıp filmlerin bilgilerini onun hazırladığı sözlüklere borçludur. Türkiye’de filmlerin afişlerinin ve fotoğraflarının değer görmediği bir dönemde arşivcilik yaparak arşivinden pek çok yayının çıkmasını sağlar. Türk sinemasının vakanüvisi, Yeşilçam’ın kara kutusu, sinemamızın hafızası… Kim ne derse desin, Özgüç’ün eserleri bugün olduğu gibi yarın da isminin devamlı akıllarda kalmasını sağlayacaktır.

 

 

 YORUMLAR  ({{commentsCount}})
{{countDown || 2000}} karakter kaldı
{{comment.username}}
{{moment(comment.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)
{{reply.username}}
{{moment(reply.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)