Eskişehir Film Festivali Festival Başkanı Sırrı Serhat Serter ile Röportaj
01 Kasım 2018

Eskişehir Film Festivali Türkiye'de bir ilk. Festivalin bu güne kadarki sürecinden bahseder misiniz?

Ülkemizde her geçen gün sayısı artan, sinema severlere hizmet eden, nitelikli film festivalleri var. Eskişehir Uluslararası Film Festivali de kesintisiz 20 yıllık geçmişiyle bu nitelikli festivaller arasında hakkettiği yeri koruyor bize göre. Eskişehir Uluslararası Film Festivalini özel kılan niteliklerinden biri de uluslararası uzun metraj bir film festivali olarak yalnızca akademisyenler ve öğrencilerden oluşan bir ekip tarafından düzenleniyor olması. Bu anlamda dünya ölçeğinde bile bir benzeri yok. En azından biz bugüne dek rastlamadık. Üniversitelerin düzenlediği öğrenci film festivalleri, kısa film festivalleri var ama uluslararası uzun metraj film festivali yok. Tabii bu bizi daha iyisini yapma konusunda motive eden özelliklerimizden biri. Festivalin ilerleyişine baktığınızda da bu motivasyonu sezebilirsiniz. 1998'de küçük çaplı bir sinema günleri etkinliği olarak başlayıp, sonra ulusal ardından da uluslararası bir festivale evrilmeyi biz cidden önemsiyoruz ve çıtamızı hep yüksek tutuyoruz. 

Festivalin sinema öğrencilerine ve sektöre katısından bahseder misiniz?

Az önce de söylediğimiz gibi festivalde, özellikle gerçekleştiği tarihlerde öğrencilerimizden çok destek alıyoruz. Gişeden konuk ağırlamaya kadar her aşamada görev alıyorlar. Zaten seçmiş oldukları alan bir ekip işi. festivalde de büyük bir çalışma grubunun parçası olarak, koordineli çalışarak ciddi bir pratik elde ediyorlar. Onun dışında festivale katılan konuklarla bağlantı kurup, network geliştiriyorlar. Festivalde çalışmayan öğrencilerimiz içinse atölyelerle, söyleşilerle, panellerle ve özel bir seçkiyle buluşup, kendilerini geliştirebilecekleri bir ortam yaratmış oluyoruz.

Sektöre de şöyle bir katkısı olduğunu söyleyebiliriz. Ne yazık ki sanat filmleri diye adlandırılan tarzdaki filmler, özellikle Türkiye'de çekilmiş olan filmler, salonlarda çok ve uzun süreli yer bulamıyorlar. Festivaller izleyiciyle buluştukları en güçlü mecralar oluyor. Birbirlerinin işlerini görmek, söyleşiler aracılığıyla izleyici tepkisini yakalayabilmek adına verimli bir ortam yarattığımızı düşünüyoruz. 

Festivale öğrencilerin ve şehrin ilgisi nasıl?

Eskişehir kültürel anlamda zengin bir şehir. Üstelik bu yeni bir durum da değil. Geçmişine baktığımızda da burada böyle bir potansiyelin hep var olduğunu görüyoruz. 

Eskişehir Uluslararası Film Festivali de ilgi ve merakla beklenen, Eskişehir'e mal olmuş bir festivaldir. Hem öğrencilerin hem de şehrin desteğinden dolayı mutluyuz. Ama çıtamız hep yüksek. Daha da fazlasını arzu ediyoruz doğal olarak. 

Festivalin misyonundan ve ileriki yıllarda yapmak istediklerinizden bahseder misiniz?

Elbette en temel amacımız özelde Eskişehir, genelde ülkemiz sinemaseverlerine güzel, takip edilesi bir festival armağan etmek en temel misyonumuz. Festivalimizde hiç film yarıştırmadık bugüne dek. Bu nedenle de hiçbir sansasyonun olmadığı, bir taraftan ağırbaşlı, bir taraftan dinamik ve eğlenceli, tam şenlik havasında bir festival oldu bu güne kadar. Bunu da korumak istiyoruz. Bu yıl iki yarışmamız var. Biri festivalin geçmişinden taşıdığımız En İyi Sinema Makalesi ve En İyi Sinema Kitabı yarışması. Bir diğeri de sinema ve televizyon eğitimi almakta olan lisans öğrencilerine yönelik Proje Destek Yarışması. Dikkat ederseniz iki yarışma da bir eğitim kurumu olduğumuzun altını çizmekte. Bu özelliğimizi ve misyonumuzu da korumak niyetindeyiz. Bundan sonra gelecek yenilikler de bu doğrultuda olacaktır.  

Bu sene festivalin 20. Yılı. Programdan ve izleyicileri bekleyen sürprizlerden bahseder misiniz?

Aslında bizim için her bölüm ve içerik özel ve önemli. Her ne yapıyorsak festivali daha ileri götürmek için. Ama mutlaka bir şey söylemek gerekirse ama bir sinema okulu ve iletişim fakültesi tarafından düzenlenen bir etkinlik olduğu için Sinema Dersleri'nin kaçırılmaması gerektiği düşünüyoruz. Neler mi var?

Sinemada yönetmenlik / Tayfun Pirselimoğlu, Yapımcılık üzerine konuşmalar / Zeynep Atakan, Film eleştirmenliği üzerine konuşmalar / Mehmet Açar, Görüntü yönetmenliği üzerine / James Neihouse, Işık sistemleri- Dedotec Türkiye / Tamer Avcı, Film müziği üretim süreci / Ahmet Kenan Bilgiç, Bir projeyi tasarlamak / Tuba Ünsal, Boş sayfadan beyaz perdeye / Burak Aksak ve Oyunculuk üzerine konuşmalar / Doğu Demirkol

Bunun dışında Charlie Chaplin'in yönettiği ve başrolünü oynadığı THE KID (Yumurcak) isimli 1921 tarihli sessiz film, Anadolu Üniversitesi Senfoni Orkestrası eşliğinde Canlı Müzik Eşliğinde gösterilecek. Filmin orijinal müziğinin bestecisi de Chaplin'in kendisi. Bu özel gösterim 22 Kasım 2018 tarihinde Yunusemre Kampüsü'nde yer alan Atatürk Kültür Merkezi'nde olacak. Sinema severlerin bu eşsiz konseri kaçırmamalarını öneriyoruz.

Ayrıca sinema severlerin festival kapsamında açılacak olan sergileri kaçırmamalarını umuyoruz.  1929 yılında başlayan "Akademi ödüllerinin" ilk yirmi yılında en iyi film ödülü alan yapımların orijinal afişlerinin sergisi festivalin en çok merak edilen sergisi arasında yer alıyor. Sergi, İletişim Bilimleri Fakültesi sergi salonunda ziyarete açık olacak.

Festival bu yıl "TÜRVAK Sinema Sergisi"ne ev sahipliği de yapacak. Sergide 10.000 üzerindeki koleksiyondan Türk sinema tarihinde iz bırakmış filmlerin orijinal afişlerine ve TÜRVAK Vakfı tarafından basılmış / hazırlanmış sinema kitaplarına kadar birçok eser Anadolu Üniversitesi Türk Dünyası Bilim Kültür ve Sanat Merkezi'nde yer verilecek. 

 YORUMLAR  ({{commentsCount}})
{{countDown || 2000}} karakter kaldı
{{comment.username}}
{{moment(comment.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)
{{reply.username}}
{{moment(reply.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)