“Bir yığın adama laf anlat, bir yığın sarhoşun kahrını çek. Gece şoförlüğü bu işte. Köpek uyur şoför uyumaz!” Ali, bir başka sahnede hâsılatı Ayton Sert’e verirken “Hepsi bu. Bir gecede tek iş. Bunu da alırken geyik olacaktık nerdeyse” diye yakınıyordu. Patronun derdi ise bambaşka. Taksi için yetmiş bini yatırmış, yetmiş yetmiş topluyor! İş mi bu yani! Üstelik metresi Miça’yı da katarsak iki eve yetişmek zorunda! Kitaptaki sözler ise ‘hızlı perdah sivilce yapar’ dedirtecek kadar ayrıntılı. “Şoför milleti değil mi, geç… Çatma… Aldırma… Hepsi bir camekânın mostrası… Hepsi birbirinden sunturlu!”
21 Ağustos 2016

"Bir yığın adama laf anlat, bir yığın sarhoşun kahrını çek. Gece şoförlüğü bu işte. Köpek uyur şoför uyumaz!" Ali, bir başka sahnede hâsılatı Ayton Sert'e verirken "Hepsi bu. Bir gecede tek iş. Bunu da alırken geyik olacaktık nerdeyse" diye yakınıyordu. Patronun derdi ise bambaşka. Taksi için yetmiş bini yatırmış, yetmiş yetmiş topluyor! İş mi bu yani! Üstelik metresi Miça'yı da katarsak iki eve yetişmek zorunda! Kitaptaki sözler ise 'hızlı perdah sivilce yapar' dedirtecek kadar ayrıntılı. "Şoför milleti değil mi, geç... Çatma... Aldırma... Hepsi bir camekânın mostrası... Hepsi birbirinden sunturlu!"

 

'Bir Şoförün Gizli Defteri'nin (1930-Aka Gündüz) (1943-Remzi Kitabevi) ikinci siyah beyaz uyarlaması. Çekimi, Eylül-Ağustos aylarında; Gösterime girmesi 23 Ekim 1967, Pazartesi günü (Beyoğlu) 'Işın', (Beyoğlu) 'Lüks', (Şehzadebaşı) 'Kulüp', (Çarşıkapı) 'Şık', (Bakırköy) 'Yeni', (Kadıköy) 'Opera' sinemalarında. Jenerik ve afişte 'şöför' yazılmış. Ali'nin kullandığı hususideki 'Lütfen Şoförle Konuşmayınız' yazısı kurallara uygun. Yönetmen Remzi Aydın Jöntürk'ün soyadı jenerikte, 'Cöntürk'.

Kitaptaki Erol, annesi, babası, kız kardeşi ve ninesi ile beraberken, ilk çevrimde (1958) ninesi, ikinci çevrimde ise hem ninesi hem babası yok. Kahramanımızın adı değişip 'Ali' olmuş. Annesi Hüsniye, kardeşi, hep olduğu gibi, Temiz.

Delikanlı, komşuları Mısırlızade Haluk Bey'in kızı Çiler'e âşık. [İlk çevrim ve romanda, 'tekaüt' Ekrem Paşa'nın kızıydı. 27 Mayıs dönemindeki ikinci çekim, 'Paşa Kızı'nın randevuevine kadar düşmesini anlatmaya cesaret edememiş! Bu nedenle yaşlı adam, 'kuş meraklısı' bir emekli sadece]. İşe çıkmadan ve dönüşte, konaklarını gizli gizli seyretmekte.

Ayton Sert'in yanında taksi şoförü. Patronun metresi Miça da yanıktı kahramanımıza. Yüz bulamayınca işten attırır. Canı sağ olsun! Araba icat edildiğinden beri direksiyonlar, Ali gibi mert bir şoför görmemiştir! Arkadaşları hemen başka kapı buluverirler. Pırlanta gibi bir işadamının hususisinde çalışacak. Kemal Bey de memnun. Karısı ve çocuklarını, güvenle gezdirecek birine emanet etmenin huzuru içinde. Patronluk bir elbise gibidir, gerektiği zaman çıkarıp atmasını bilmeli. Arada bir kadeh tokuşturup dertleşiyorlar.

Mısırlızade'nin güzel kızı ise insanı şoför olduğu için kınayacak kadar kibirli. Şımarık. Bizinkinin aşkına kayıtsız. Evlenme teklifi yaptığı mektupları paçavra gibi buruşturup atıyor. Bunların, 'imla hatalarıyla dolu' olduğunu söyleyecek kadar da alaycı. Durumu bir türlü anlamak istemeyen Ali'ye "Kalpsiz ve bencil birini seviyorsun abi" diyerek tepki gösterir Temiz.

Sınıf atlamak ihtiyacı içindeydi delikanlı. Kemal Bey, durumu anlamış, ortak yapar oto levazımatı dükkânına. Tabelada 'Kemal Özgül-Ali Eroğlu' yazılı. Bu da yeterli olmaz.

Roman ve ilk çevrimde 'şikâyet üzerine' askere giderken, bu kez Avrupa'ya uzanır. Dönüşünde, evi satıp Nişantaşı'na taşınmıştı Çiler. Önce 'beynelmilel afyon kaçakçısı Fritz Hunderland'ın eline düşer. "Gitti, uçuruma yuvarlandı işte, şimdi çıkar çıkarabilirsen!" Sonrasında 'birkaç zengin hovarda' ve 'meşhur muhabbet tellalı Sosyete Hasan' var. En nihayet İzmit'te, randevuevindeki 3 (ama Babacan '9' diyor) numarada 'Çaça' Sevim Güllü'nün sermayesiydi.

Kaçırır oradan Ali. Evlenecekler ama Hasan'ın böyle bir gelir kapısını bırakmaya niyeti yok. Diğer çevrim ve kitaptan farklı olarak kahramanlarımızın ikisi de ölüyor.

'Bir Şoförün Gizli Defteri'ndeki melodiler.

Frank Chacksfield & His Orchestra'nın 'Immortal Serenades' (1958) albümündeki 'Fair Maid Of Perth (La Jolie Fille De Perth)' ["Don Procopio: Sulle Piume Dell'amore"nin (1859) (Georges Bizet) bir yorumu] 12 sahnede [Jeneriğin başında (0.00-0.14 arası); Çiler "Bir şoför parçasısın" diyerek Ali'yi evden kovarken; Fritz, deniz kenarında, Çiler'in elini öperken; Ali, Lemanlardaki sosyetik toplantıyı terk ederken; Çiler, oturduğu ipotekli evin satılacağını öğrendiğinde; İş ve İşçi Bulma Kurumu'na geldiğinde; "Uzaklara gitmek istiyorum Hasan. İstanbul'dan uzaklara götür beni" derken; Döner kütüphaneli evdeki gecenin sabahında; Ali, ikinci kez Avrupa'ya giderken; Çiler'i randevuevinde bulduğunda; Nikâh dairesinde genç kızın cesedini kucağında taşırken; Filmin sonunda].

Los Indios Tabajaras'ın 'Always In My Heart' uzunçalarında (1964) 'Amapola' (1924) (Jose Maria LaCalle) Jeneriğin ikinci kısmında (0.14-1.58 arası). 'Siempre En Mi Corason (Always In My Heart)' (1942) (Ernesto Lecuona) 3 sahnede [Ali, Miça'yı ziyaret(!) sonrası eve geldiğinde; İlk Avrupa gezisinden ülkemize döndüğünde; Çiler'i randevuevinden alıp Lemanlara getirdiğinde]. 'Sobra El Arco Iris (Over The Rainbow)' (1939) (Harold Arlen / E. Y. Harburg) Kemal Bey görüntüye geldiğinde.

Gianni Zilioli Orkestrası'nın ülkemizde Zephir firmasından çıkan 45'lik plağı 'A' yüzündeki passodoble 'Espana Cani' (1923) (Pascual Marquina Narro) 3 sahnede (Ali, Çiler'i araba ile arkadaşlarıyla buluşacağı çayevine götürürken; Kemal Bey'in yedek parça dükkânına ortak olduğunda; Dükkânda çalışırken). 'B' yüzündeki "Un Po' Di Brio" (Jidoro Molde) 2 sahnede (Çiler, kuş kafesleri önünde dans ederken; Mahallede çocuklar oynarken).

(Rimsky Korsakov'un tamamladığı) 'Prens Igor-Polovetsian Dances; Dance IV, Allegro' (1890) (Alexander Borodin). Ali'nin Kemal Bey ve ailesiyle 'şoför' olarak gidip 'işadamı' olarak döneceği plajda.

'David Oistrakh Plays Violin Concertos' 33'lüğündeki (1961) 'Concerto In E Minor For Violin And Orchestra, Op. 64; I. Allegro molto appassionato' (1845) (Felix Mendelssohn). 2 sahnede (Çiler'in terslediği Temiz eve gelirken; Abisine durumu anlatırken).

'Carmen Suite No. 1, Act 1; Prelude-Andante Moderato' (1875) (Georges Bizet). Ali'nin, Süzer otobüsü ile Avrupa'ya birinci gidişinde.

'The Pink Panther Theme' (1963) (Henry Mancini) 13 sahnede (Temiz, abisine Çiler'in Nişantaşı'na taşındığını söylerken; Çiler, Fritz'in ilaçlı içkisini içerken; Sabah, yatakta uyandığında; Polis baskınının başlarında; Ali, gazete havadisinden sonra Çiler'i görmeye gittiğinde; Şoför arkadaşları, Çiler ve Hasan hakkında konuşurken; Ali, Üç köşe ve Tulum'la Çiler'e giderken; Çiler, sofraya geldiğinde; Kayhan Yıldızoğlu, aklı Çiler'de, gazete okuyormuş gibi yaparken; Sataşırken; Hasan 'hizmetçi olarak girdiği evi soyarken yakalandı' haberini okurken; Diclehan Baban, karakolda sigarasını ezerek söndürürken; Hasan, Çiler'e Ali'yi vuracağını söylerken). Bu melodinin bir özelliği var; Orijinal filminin dışında kullanıldığı hiçbir yere yakışmıyor!

'Festival Of Light Classical Music' albümünde (1960) Vienna State Opera Orchestra'dan 'Ziegeunerweisen (Gypsy Airs), Op. 20' (1878) (Pablo de Sarasate). Keman, Hans Grotzer. 4 sahnede (Ali, Lemanlardaki sosyetik toplantıyı terk ettikten sonra sahildeyken; Çiler'i bıçaklamaktan vazgeçtiğinde; Çiler "Utanıyorum, utanıyorum" derken; Deniz kenarında beraberlerken, evlilik teklifi öncesinde).

Müzeyyen Senar'ın 'Hancı' (Selahattin İnal / Bekir Sıtkı Sezgin) şarkısındaki 'giriş sazı'. Çiler'in karakolda olduğunu gazetede okuyan Ali, çayevinden oraya koşarken.

'La Nozze Di Figaro' (1786) (Wolfgang Amadeus Mozart) 2 sahnede (Çiler, arabada Ali'ye "Şoför, radyoyu aç" dedikten sonra; Temiz'in düğünü için para verirken).

'Azize' (1967) (Suat Sayın / Birsin Kozluca) Hasan'ın pavyonundaki oryantal dansta.

'Fastination' (1932) (Fermo Dante Marchetti) Çiler, gazinoda "Medarı iftiharımız, Matmazel Lulu" olarak fabrikatör Şahabettin Bey'e takdim edilirken.

'Little Man' (1966) (Sonny Bono) 6 sahnede (Gazinodaki kavgada, Necip Tekçe, Çiler'i kucaklayıp kaçırırken; Yolda, Ali'nin arkasından bakarken; Hasan, Leman'a "Çiler Hanım'ı görmek istiyorum, buradaymış" derken; Çiler odaya gelince; Hasan'ın adamları, gazinoda Ali'ye silah çektiklerinde).

Al Caiola And Orchestra'nın 'Guitars, Woodwinds & Bongos' uzunçalarındaki (1960) 'Cuckoo' İzmit'teki randevuevi görüntüye geldiğinde. (Müşteriler, silah ve bıçak için elle kontrol ediliyormuş o dönem).

'Manha De Carnaval' (1959) (Luiz Bonfá / António Maria) Ali, arkadaşı Tarzan'a nikâh davetiyesini verirken.

Filmdeki şarkılar.

'Oh, Giralda' (R. Cabreras / Don Diego). 2 sahnede Nil Demirhan'ın sesinden dinliyoruz Philips plakta (2000'lerde ODEON) 'Girelda' yazılmış. [(50 saniye) Çiler, ayna önünde makyaj yaparken; (34 saniye) Pastanede arkadaşlarıyla Ali hakkında konuşurken].

'Monday' (1966) (Sonny Bono). 'Sonny And Cher' 3 sahnede söylüyor. [(28 saniye) Ali, arabayla giderken Çiler'e rastladığında; (31 saniye) Otel odasından telefonla içki isterken; (16 saniye) Boğaz'ı gören tepede, Çiler "Uzaktan ışıklar ne güzel" derken).

'Kızılcıklar Oldu mu' (Keşan türküsü) (1 dakika 16 saniye). Ali, genç kızı arkadaş toplantısından eve götürürken arabanın radyosunda, Tülay German söylüyor. Doruk Onatkut Orkestrası eşliğinde ikinci plağı (1965). "Kızılcıklar oldu mu//Selelere doldu mu//Gönderdiğim çoraplar//Ayağına oldu mu//**//Mendili geline//Mendil verdim eline//Kara kına yollamış//Yar benim ellerime//**//Yaylı gelir taşlıktan//Dingil çıktı başlıktan//Şu köyün oğlanları//Evlenemez açlıktan//**//Tabakası aynalı//Şu oğlana varmalı//Oğlan pek güzel amma//Anası olmamalı."

'Anema E Core' (1950) (Salve d'Esposito / Tito Manlio) (27 saniye). Gigliola Cinquetti'den (1964) dinliyoruz. Ali, akşamleyin pencereden Çiler'i seyrederken.

Peppino Di Capri'nin söylediği 'Per Te Moriró' (1963) (Mario Cenci / Guiseppe Faiella / Gino Mazzocchi) (1 dakika 15 saniye). Çilerlerin evinde Temiz, moda dergilerine bakarken.

Four Tops topluluğundan 'Reach Out I'll Be There' (1966) (Lamont Dozier / Brian Holland / Eddie Holland). 6 sahnede [(15 saniye) Çiler kuaförde; (30 saniye) Yeni evinde; (13 saniye) Atış poligonunda; (9 saniye) Golf oynarken; (17 saniye) Dans edenlerin arasından Fritz'le el ele geçerken; (1 dakika 44 saniye) Lemanların sosyetik partisinin başlarında).

Yine Gigliola Cinquetti'den 'Dio, Come Ti Amo' (1966) (Domenico Modugno) (1 dakika 31 saniye) Lemanlardaki toplantıda Çiler ve Ali konuşurken.

'Ballad Of The Green Berets'in (1966) (Robin Moore / Barry Sadler) Almanca (Ernst Bader) yorumu olan 'Hundert MannUnd Ein Befehl' (1967). Freddy Quinn söylüyor. 2 sahnede [(10 saniye) Avrupa'daki sokak kadını Ali'den para isterken; (34 saniye) İkinci Avrupa seferinden dönerken].

Müzeyyen Senar'ın ODEON'dan çıkan 45'liğin 'A' yüzündeki 'Hancı' (Selahattin İnal / Bekir Sıtkı Sezgin) (1 dakika 18 saniye) Geceleyin, Ali şoför arkadaşlarıyla duraktayken. ["Gurbetten gelmişim, yorgunum hancı//Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş//Aman karanlığı görmesin yüzüm//Perdeleri ger yavaş yavaş"]. 'B' yüzündeki 'Farfara' 3 sahnede [(2 dakika 21 saniye) Ali ve Kemal, meyhanedeyken; (36 saniye) Çiler'in evindeki akşam yemeğinde; (30 saniye) İzmit'teki randevuevinde]. "Caminin müezzeni yok//Ah bu işin düzeni yok//Çok memleketler gezdim//Aman buradan güzeli yok."

'Bir Melek Gibi Masum Yüzün Var' (Fehmi Ege) (1 dakika 17 saniye). Temiz'in düğündeki tango. "Bir melek gibi masum yüzün var//Gözlerin sanki deniz//Yakıyor için için gönlümü//Gözlerinden akan iz//**//Gözlerimle okşasam da//Uymuyor bana gönlün//Sen ne olur ayırma benden hiç gözünü//Doymuyor sana gönlüm//**//Seni nasıl unutsam ben//Gözyaşımı kurutsam ben//Yalvarıyorum üzme artık beni//Seviyorum çok, pek çok seni."

'Ayrılanlar İçin' (1967) (Timur Selçuk / Ümit Yaşar Oğuzcan) (2 dakika 28 saniye). Çiler, Lulu Pavyon'da söylüyor. "Yollarımız burada ayrılıyor//Artık birbirimize iki yabancıyız//Ne kadar acı olsa//Ne kadar güç olsa//Her şeyi, evet her şeyi unutmalıyız//**//Hiç yaşamamışçasına, hiç sevmemişçesine//Unutursun o günlerimizi, gecelerimizi//O günlerce, gecelerce sevişmelerimizi//**//Her kederin tesellisi bulunur//İnsan ne kadar sevse unutabilir//Mevsimler gelir geçer//Yıllar geçer//Sen de unutursun bir gün gelir//**//Her şeyi evet her şeyi, her şeyi unutabilirsin//Hatta bütün yazdıklarımı, satır satırını//Kalırsa içinde bir derin sızı kalır."

Fakir bir mahallenin fakir bir sokağında ['Lekeli Melek'te (1969) Rıza-Cahit Irgat'ın olan] eski bir ev. Dili olsa da Ali'nin Çiler'e aşkını anlatsa.

Hüsniye Hanım, durumu az çok anlamış. Temiz'le konuşurken oğluna sesleniyor aslında. "Bak kızım, Çiler'e çok sık gidiyorsun. Sana göre arkadaş değil O. Ben, O'nun gidişini beğenmiyorum. Mısırlızade, rahmetli karısının hatırası için kalıyor bu evde. Çiler'e kalsa bu mahallede bir dakika durmaz. O'nu burada tutacak yiğit göremiyorum ben." Gelin gelme olasılığı da yok. "Adı batsın da şöyle arkada dursun öyle gelin. Aklını böyle, o hususiden inip ötekinin arabasına binen, öyle gözü yükseklerde bir kıza takma oğlum. Ne verirse hayırlısından versin." Sonra "Biz Anadoluluyuz, namusumuz her şeyin başında gelir" demesinden İstanbul'un yerlisi olmadıkları anlaşılıyor. Yaşlı kadın, 33. dakikadan sonra (Temiz'in düğününde bile) yok. Öldü mü kaldı mı belli değil. Belki böylesi daha iyi. Aksi halde oğlunun randevuevinden bir gelin getirdiğini görecekti!

Bu çevrimde, öncekinde ve kitapta 'merhum' olarak geçen Kâmil değil ama annesi var. Ali yardım ediyordu kendisine. Aceleye gelen senaryoda adı başlangıçta Sabriye, delikanlı Avrupa'ya giderken Saime!

Aka Gündüz, 20 Yüzyıl'da 'dostluktan söz edilemeyeceğini' söylese de (sf. 167) Yeşilçam farklı. Sadece İstanbul şoförleri değil İzmit'tekiler de Ali'ye yardımcı olmak için seferber oluyorlar. Babacan-Lütfü Engin "İstanbullu değiliz ama biz de şoförüz. Evvel Allah, arabamız var, canımız var. Bir arkadaş için harcarız onu da" diyor. Kahramanımız, kendisini işten kovan eski patronuyla dostluğunu bozmamış. Kız kardeşinin nikâhında konuklar arasındaydı Ayton Sert! Tango çalınırken göbek atmaya kalkınca "Alaturka bu tarafta" diye başka bir salona götürürler kendisini!

İlk çevrim ve kitaptakinin aksine Ali, Miça'ya yüz vermez (şoförlerin söylemiyle 'iyi etmemiş aşüfteyi'). Sonra ne olduğunu Onlardan dinliyoruz. "Karının ferasetine dokunmuş. Patrona şikâyet etmiş. O da çivisini koymuş, atıvermiş Ali'yi. Temiz kâğıdını verivermiş eline." Konuşmalar çok neşeli ama ilerde kayınbiraderi olacak Pire'nin yatak 'fantezilerini' anlatması hoş olmamış; "Miça gibi karıya yüz verilmez mi yani! İnsan, hizmetçiyi de çeker, araya bir kopya kâğıdı koyar sonra da..."

"Teşekkür ederim, direksiyonda kullanmam." Ali, sigara ikram eden patronuna böyle demişti. Biraz sonra Çiler arabadayken aksini yapar. İçtiği gibi bir de 'Bafra' ikram ediyor. Genç kızın tercihi ise 'Amerikan'! Arabada ayrıca 'Lütfen Şoförle Konuşmayınız' yazısı var. Ancak Çiler olduğunda susmak bilmiyor! Aşk, nelere kadirsin!

Kemal Bey ve Leman Hanım (ilk çevrimde, 'Şefik' ve 'Mehtap') biri erkek biri kız iki çocuklu. 58 çevriminde bir oğulları vardı. İşadamına ait '34 FU 933' plakalı 65 model Opel-Sedan Record'u 'Siyahlı Kadın'da (1966) Nejat-Süleyman Turan; 'Yakılacak Kitap'ta (1968) Necdet-Ekrem Bora kullanıyor.

Toron Karacaoğlu, Ali'yi; Nevin Akkaya, Çiler'i; Alev Koral, Leman'ı; Abdurrahman Palay, Kuligan/Fritz'i; Suna Pekuysal, Temiz'i; Muhip Arcıman, Kemal'i; Süha Doğan, Hasan'ı; Rıza Tüzün iki kişiyi (Haluk ve Babacan); Zafer Önen iki kişiyi ("Oturduğunuz katı ipotek ettirmişsiniz, satılacak" diyen icra memuru ve "Birden durgunlaştınız, Çiler Hanım" diyen Rasim); Nezihe Becerikli iki kişiyi (Ali'nin annesi ve "Malının mülkünün hesabını bilmezmiş" diyen Remziye Fırtına); Fikri Çöze, Şahabettin Bey'i; Ayton Sert, Ali'nin ilk patronunu seslendirmiş.

Çiler 'erkekler süslü kadınları sever' anlayışında. Nişantaşı'ndaki yeni ev için Suat Sadıkoğlu'nun Ortaköy'deki yalısı kullanılmış. 'Sabahsız Geceler'deki (1968) Güzin Özel de hizmetçisi. Sonlara doğru, uyuduğu salaş odada 'Hazreti İbrahim' (1964) filminin (Yönetmen, Asaf Tengiz) afişi var. Cevat Uz, 'vesika' veren doktor. Beraber olduğu ilk erkek için Kemal Bey, 'Mösyö Kuligan' demişti. Polis ve gazete 'Fritz Hunderland' diyor. Çiler'i ilaçlı içki ile elde ettiği gecenin sabahındaki baskında öldürülecektir. Hasan da Çiler'i ekmek teknesi gibi görüyor. Sonlara doğru "Damgayı yemişsin bir kere... Vesikalı orospu... Bu şehir koynuna aldığın erkeklerle dolu... Yüzlerce kişinin artığı vesikalı bir karı" sözleriyle toplumdaki yerini hatırlatır genç kıza!

Ali-Cüneyt Arkın; Çiler-Sema Özcan; Temiz-Mine Sun; Pire-Ersun Kazançel; Leman-Leman Öztürk; Fritz-Necdet Çağlar; Kemal-Toron Karacaoğlu; Hasan-Turgut Savaş ve adamları Behçet Nacar, Hüseyin Zan, Necip Tekçe; Haluk-Nuri Genç ve kuşları; Barmen-Adnan Mersinli; Üç Köşe-Reşit Çildam; Ali'nin ilk patronu-Ayton Sert ve içki tercihi VAT 69 olan metresi Miça; Diclehan Baban; Kayhan Yıldızoğlu; Tulum-Haluk Orçun; 'Çaça' Sevim Güllü-Muazzez Doğan; Hüsniye Hanım-Muadelet Tibet; Randevuevi hizmetçisi-Silvana Panpani; Lemanlardaki Konuk-Zeki Sezer; Çiler'in arkadaşı Remziye Fırtına; Babacan-Lütfü Engin; İstanbul ve İzmit şoförleri; Süzer şirketine ait '34 EN 547' plakalı Magirus-Deutz; '30 Ağustos' törenleri; Kanlıca Vapuru; Sosyetik Çiler'in taksiye herkesten önce binen köpeği; Ali'nin Avrupa gezisinde görüntüye gelen 'Neue Revue' dergisi (Juni, 1967); Lulu Pavyon; Nikâh Dairesi; Hasan'ın '34 EV O66' plakalı arabası. Üç Köşe-Reşit Çildam'ın '34 DH 277' plakalı taksisi; Duraktaki '34 EU 118' plakalı taksi çok güzeldi.

Pire, Çiler'in kaçırıldığı araba için '58 Şevrole' demişti. Biraz sonra Babacan '56 Buick' diyor. Senaryoda Ali'nin soyadı da hatalı. Kemal Bey'le ortak olduğu işyerindeki tabelada 'Eroğuz', nikâhta 'Aydın'!

Devamlılıktaki bir hata. Ali'nin, İzmit yolculuğu '34 DR 459' plakalı, tek renkli taksi ile başlar. '34 DH 673' plakalı, çift renkli taksi ile devam edip '34 DR 459' plakalı, tek renkli taksi ile sonlanıyor.

Randevu evi sahnesinde Silvana Panpani'nin, bir elinde kova, 'Farfara' şarkısı ile yaptığı dans görülmeye değer.

Almanya'daki sokak kadını "Alles geld! Para, l'argent, money" dediğinde Ali tarafından terslenir. Oysa zamanımızın kuralını dile getiriyordu!

Hasan-Turgut Savaş'ın okuduğu gazete 21 Eylül 1967 tarihli. Spor sayfasında "Altay, Liege'e 3-2 yenildi" haberi var.

 

Çiler'in babası Haluk Bey, 'Alcatraz Kuşçusu' (1962) sanki. Cennet mekân karısı pek severmiş kuşları. Fi tarihinde bir kuş hediye etmiş kocasına. Şimdi ev kafes dolu. "Kadınlarla ve kuşlarla uğraşmak çok zor. Ya kaçıyorlar ya da ansızın ölüyorlar" diyor yaşlı adam. "Kuşların da insanlar gibi haini oluyor. İnsanlar gibi birbirlerini kırıp incitiyorlar."

 YORUMLAR  ({{commentsCount}})
{{countDown || 2000}} karakter kaldı
{{comment.username}}
{{moment(comment.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)
{{reply.username}}
{{moment(reply.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)