“Her acı hikâye unutulur, her yara kapanır, önemli olan yarınlardır.” Organizatör ve yıldız yaratıcısı Murat Arsen söylüyor bunları. Gerçekten de filmdeki ‘sınıf farkı, kaza, körlük, ayrı geçen yıllar, ameliyat’ unutuluyor. İntihar bile. Aklımızda kalan, Leyla ve Ekrem’in elele göz göze oldukları son sahne sadece.
23 Kasım 2015

"Her acı hikâye unutulur, her yara kapanır, önemli olan yarınlardır." Organizatör ve yıldız yaratıcısı Murat Arsen söylüyor bunları. Gerçekten de filmdeki 'sınıf farkı, kaza, körlük, ayrı geçen yıllar, ameliyat' unutuluyor. İntihar bile. Aklımızda kalan, Leyla ve Ekrem'in elele göz göze oldukları son sahne sadece.

'Kaidesinin altına dört tekerlek yerleştirilmiş araba züppelerine pas vermeyen' basit bir sokak kızıyla; 'Hiçbir zaman dört tane otomobil tekerleğine güvenerek çapkınlık yapmamış' koskoca bir romancının öyküsü.

Biraz 'La Violetera' (1958), biraz 'Sürtük' (1937) (Mahmut Yesari). Ekim, 1969'da çekilen 'Aşk Mabudesi', 09 Mart 1970, Pazartesi günü (Beyoğlu) 'Lâle', (Mecidiyeköy) 'Özlem' sinemalarında gösterime girmiş. Jenerikte, besteciler arasında Yıldırım Gürses de yazılı (diğerleri İsmet Nedim, Teoman Alpay) ama filmde şarkısı yok. 'Prodüktör' Murat Köseoğlu'nun adı, hemen her zaman olduğu gibi, yönetmenden sonra. Belkıs Özener gerçek soyadı ile yer almış; Özyeğiner. 93 dakikalık filmin 25 dakikası şarkı.

Genç neslin 'en büyük aşk romancısı' Ekrem Arkın'ın yaptığı iş 'mirasyedilik, biraz da yalan tüccarlığı'. Daktilosunun başındayken bir makineli tüfekten farksız. 'Sosyetik güzel' Jale ile nişanlı. Ancak hiç sevememiş. Paraca zor durumdaki (filmde adı olmayan) abisi-Aydın Tezel'in 'basit bir oyunu bu'. Nikâh gerçekleşirse 3 milyonluk krediyi koparacak müstakbel kayınpederden. "Abi, ihtiras seni nasıl da komikleştiriyor. Şu zavallı sosyete budalasını başıma musallat ettin. Bir emrivakiyle nişanımızı ilan ediverdin" diye yakınıyor yazarımız. Yeni romanının konusu 'bir sokak kızı'. Böyleleri 'barlarda, sazlarda' olur. Arkadaşı Osman da buraları 'avcunun içi gibi' biliyor. "Hadi beni dolaştır oralarda" dediğinde kaderi Leyla Gürsoy'unki ile kesişecektir.

Lunaparkta, 'Fal Kraliçesi Nergis' olarak çalışıyordu genç kız. Ressam annesinden 'yağlıboya bir tablo'; Emekli müzik hocası babasından 'eski bir piyano' kalmış yalnızca. Kaldığı yer, sobalı bir odadan ibaret. Bunca yoksulluğuna karşın hiç de laf altında kaldığını görmedik. "Lan, geçmişi tenekeli gebeş" diye tersliyor sataşanı. Sırnaşık müşterilerle takıştığı bir gece işten kovulur. Patronun gerekçesi bilindik: 'Müşteri daima haklıdır'. Suzan ablası sayesinde Şelale Saz'da çalışmaya başlar. (Şimdilik basit bir 'fıstıkçı kız' ama sesinin güzelliği sayesinde as solistliğe yükselecektir). Sigara, çiçek, fındık, fıstık satışındaki başarısı diğer fıstıkçı kızları rahatsız eder. "Nerden geldi bu be... Hiçbirimize iş bırakmayacak... Ayağının tozuyla kıtlık mı getireceksin bize" diyorlar. Ayağını denk almazsa ağzını yırtarlarmış! Cart kaba kâğıt! Nefesine güvenen borazancıbaşı! Bu palavralara pabuç bırakmayıp kavgaya başladığında Ekrem de gazinoya gelmişti. O karmaşada iki kez piyango gelir başına! İlkinde bir buket çiçek ve ikincisinde salçaya döndüğü bir domates! Neyse ki domatesi de pek severmiş yazarımız!

İlk geceden yemek davetini kabul etmezdi Leyla ama yıldırım aşka tutulduğu aşikâr. Daha ortada bir şey yokken bile göğsü daralıyor, bir tuhaf oluyor. Delikanlı da bir roman kahramanından daha fazlasını bulmuş. Başka kızlara benzemiyor. İçi dışı bir. Samimiyetine hayran olmamak elde değil. Tavuk yiyişi çatal bıçaksız! (Sadri Alışık olsaydı "Yahu kız değil afet be. Tavuğu bile elle yiyor abi, var mı böyle bir şey" derdi).  Daha önce 'sayısını bilmediği bir yığın güzel kadınla' arkadaşlıkları olmuş Ekrem'in. Hiçbirinde şimdi duyduklarını hissetmemiş. 'Sen' demek için fırsat kolluyor. 'Senli benliyken' aşkımızı daha rahat itiraf edermişiz çünkü! "Şehvet oyunlarıyla kirlenen benliğime tertemiz, bembeyaz rüyalar getirdin" diyor. Buluşmaları, genç kızın en sevdiği, Dolmabahçe Saat Kulesi'nin altında. "Sıkıldım mı hep oraya atarım kendimi. Bedava tarafından denizi seyrederim." Bugünden yarına beklemek bir asır sanki Ekrem'e. Leyla'yı kaybetmekten korktuğu saatlerde bir şiir yazmış: 'Sen Bensiz Ben Sensiz'. (Muammer Gözalan'ın bestesiyle 'altın plak' kazanacaktır genç kız).

Jale ile ilişkisi iyice bozulur ve kovar nişanlısını. 'Ticari iflasın eşiğindeki' abisine de "Artık beni bir dama taşı gibi oynamana müsaade etmeyeceğim. Senin ticari iflasın yüzünden mutluluğum mu iflas etsin istiyorsun" diyor. Sonrası üzücü. Abisi, sadece ticaretten değil yaşamdan da kopar. Bıraktığı intihar mektubunu, Leyla'yı Ekrem'den ayıracak şekilde değiştiriyor Jale.

Gerisi kaçıp kovalamaca. Önce genç kız, sonrada bir trafik kazasında kör kalan romancımız kaçar. İkisinin de 'lügatinden aşk' sözcüğü silinmiş. Bu arada Organizatör Murat Arsen'in yardımı ile bir yıldız solist olur Leyla. Yeni adı, 'Ayla Gül'. Ne İstanbul Radyosu, konserler, unutulmaz turneler, yeni şehirler ne de Murat'ın evlilik teklifi 'unutulması gerek aşk acısını' unutturabiliyor. Ekrem de son romanının gelirini 'Kimsesiz Çocukları Okutma Derneği'ne, malını mülkünü Kızılay'a bağışlayıp sokaklarda yaşamaya başlar. Göz ameliyatını da kabul etmez. Oysa Doktor-Nejat Saydam çok umutluydu sonuçtan.

Kavuşmaları Murat sayesinde. Filmin sonunda Saat Kulesi'nin altındalar yine. Ekrem'in gözleri açılmış. Sevdiğinin güzel yüzünü görebiliyor.

Aşk Mabudesi'ndeki melodiler.

'Ferahfeza Peşrevi' (İsmail Hakkı Bey) Leyla, Şelale Saz'da 'Fıstıkçı Kız' olarak çalışmaya başladığında.

'Kahkaha Numarası' Diğer fıstıkçı kızlarla kavga ederken.

'Fındık Kurdu' (Kanto) 2 sahnede (Suzan yuhalanırken; Ekrem'in yüzüne domates geldiğinde).

'Sunny' (1965) (Bobby Hebb) Ekrem'in abisi-Aydın Tezel, Jale'nin babasını "Elbette Beyefendi, gerçekten büyük adamsınız" sözleriyle pohpohlarken.

Paul Mauriat'nın 'Vole Vole Farandole' albümündeki (1969) 'Vole Vole Farandole' (1969) (Gene Raskin / Michel Jourdan) 4 sahnede (Ekrem, Leyla'yı yemeğe davet ederken; Lokantada tavuk yerlerken; Leyla'nın sahne ismi 'Ayla Gül' olduğunda; Murat "Bütün gazete ve dergiler senden bahsediyor" derken). 'Le Meteque' (1969) (Georges Moustaki) Turne dönüşü, İskenderun Gemisi'ndeyken. 'Isadora' (1968) (Maurice Jarre / Pierre Delanoé ve Don Black) 5 sahnede (Leyla, Dolmabahçe Saat Kulesi'nin altında beklerken; Ekrem "Sen, benim şehvet oyunlarıyla kirlenmiş benliğime tertemiz, bembeyaz rüyalar getirdin" derken; Leyla, ikinci kez Saat Kulesi altındayken; "Bir gün aramıza bir karakedi girer ayrılırsak, aşk dolu günlerimizi birbirimize bu şiiri haykırarak hatırlatalım" derken; Şömine önündelerken).

'Dead Ringer'daki (1964) (Andre Previn) 'The Police is Waiting' (İlk 40 saniye) Lokantada sevişenleri görünce.

'Concierto de Aranquez: II. Adagio' (1939) (Joaquin Rodrigo) Jale, Ekrem'e "Benimle ilgilenmediğini ilk defa görüyorum" derken.

"Who's Afraid Of Virginia Woolf"daki (1966) (Alex North) 'Party is Over' Ekrem, Leyla'nın evindeyken.

'Les Parapluies de Cherbourg' (1964) (Michel Legrand) Leyla'nın evinde piyano ile çalıyor.

Paul Mauriat'nın 'Fascination' uzunçalarındaki (1969) 'Hey Jude' (1968) (Lennon / McCartney) Baloda Jale ile dans ederken.

Los Hermanos Rigual'in "Chitara Amore Mio '65" 33'lüğündeki (1965) 'Storia De Un Amore (Historia De Un Amor)' (1955) (Carlos Eleta Almaran) Leyla ve Ekrem, baloda konuşurken.

'Et Maintenant (What Now My Love)' (1961) (Gilbert Bécaud) 2 sahnede (Osman, balodaki kızlarla dans ederken; Ekrem'in abisi, bonoları hazırlarken).

Tommy Dorsey ve Orkestrası'nın 'Live In Hi-Fi At Casino Gardens. June 1, 1946-August 5, 1946' 33'lüğündeki "1. Introduction-I'm Getting Sentimental Over You" (1932) (George Bassman) (Ned Washington) (İlk 10 saniye) Balodaki, gizli film görüntülerinin başında. '1. Introduction-Opus No. 1' (1943) (Sy Oliver / Sid Garris) Gizli film görüntülerinin devamında.

Paul Mauriat'nın 'Cent Mille Chansons' albümündeki (1968) 'Pour Étre Sincére' (1968) (Jean Renard / Ralph Bernet) Leyla, evde Jale ile konuşurken.

'Krakatoa: East Of Java'daki (1969) (Frank DeVol) 'Kee Kana Lu' 8 sahnede (Ekrem'in abisi intihar ederken; Mezarlıkta; Jale, değiştirdiği intihar mektubunu Leyla'ya verirken; Leyla, gazinoda Ekrem ile göz göze gelince; "Sen orda matem tut, biz burada göbek atalım" dedikten sonra; Ekrem, Leyla'yı tokatlarken; Kaza sonrası, Ekrem sedyedeyken).

'Bir Zamanlar Bir Yar Vardı Bakmaz Oldu Yüzüme' (Muzaffer Özpınar) Ekrem "Ben, O sokak kadınından bir aşk mabudesi yaptım" derken.

'Arabesque'daki (1966) (Henry Mancini) 'The Zoo Chase / Arabesque Theme' 2 sahnede (Ekrem, son sürat araba kullanırken; Kaza sırasında).

'Sen Bensiz Ben Sensiz' (Teoman Alpay / Hikmet Münir Ebcioğlu) 13 sahnede (Ekrem, kör olduğunu anladığında; "Amatör körlük pahalıya patlıyor. Yürümeyi öğrenmene kadar evde kırılmayan eşya kalmayacak" derken; Leyla ve Murat, evlilik hakkında konuşurken; Ekrem, evleneceklerini duyduğunda; Sevgi ile Şen Saz'a gittiğinde; Her şeyini Kızılay'a bağışladığında; Dolmabahçe Saat Kulesi altında perişan haldeyken; Mahzen meyhanesinde piyano ile çalarken; Gençlere "Gözlerimle değil, parmaklarımla piyano çalıyorum" derken; Gerçekleşmeyen nikâhta; Leyla, altın plak kazandığını öğrendiğinde; Murat, tesadüfen meyhaneye geldiğinde; Leyla, Ekrem'i bulduğunda).

Paul Mauriat'nın 'Le Temps Des Fleurs' uzunçalarındaki (1969) "Valse D'ete" (1968) (Adamo) Salıncak röportajı sırasında.

"Groovin' " (1967) (Felix Cavaliere / Eddie Brigati) 2 sahnede (Edebiyatçılar Birliği yemeğinde Leyla ve Murat dans ederken; Renan Fosforoğlu, bir şarkı isterken).

'Espana Cani' (1921) (Pascual Marquina Narro) Turnedeki ilk dansta.

Hüsnü Özkartal'ın 'Oyun Havaları-Ortiental Dances' 33'lüğündeki 'Raks Cemile' Turne görüntüleri sırasında.

'Beyati Peşrevi' (Neyzen Emin Dede) Konya'daki 500 yıllık Selimiye Camisi, 700 yıllık Şerafettin Camisi ve Yeşil Türbe görüntülerinde.

'Muhabbet Bağına Girdim Bu Gece (Ararım)' (Hicaz) (Sadettin Kaynak) Afişleri, Anadolu şehirlerindeyken.

Filmdeki şarkılar.

'Damarımda Kanımsın' (Muhayyer-Kürdî) (Sinan Subaşı) 5 sahnede [Jenerikte (Esin Engin'in sesi ile) (2 dakika 15 saniye); Turnede (Belkıs Özener'in sesi ile) (2 dakika 26 saniye); Sondaki meyhanede birbirlerine sarılmışken, göz bantları açılırken, Saat Kulesi'nin altında (1 dakika 20 saniye)]. "Sen uzaklarda değil damarımda kanımsın//Ben sensiz yaşayamam hayatımsın canımsın//İste kölen olayım istersen öldür beni//Başkasını seversen inan yaşatmam seni//**//Birazcık seviyorsan sözlerime darılma//Seni kıskanıyorum beni yanından ayırma//Seni çok seviyorum beni yanından ayırma//**//Bilmeden kırdım seni bilerek asla olmaz//Ne olur affet beni hatasız kul olmaz."

'Bir Daha Âşık Olmayacağım' (1968) (İsmet Nedim / Mehmet Erbulan) 2 sahnede [Leyla, gazinodaki provada (22 saniye); Şen Saz'a ilk çıktığında (2 dakika 10 saniye)]. "Bir daha âşık olmayacağım//Kimseyi, hiç kimseyi//Sevmeyecek, sevmeyeceğim//**//Ne uzanan ellere//Ne verilen sözlere//Ne yaşaran gözlere//İnanamam ben artık//**//Bir seni sevmiştim ölesiye//Ellerin ellerimde//Gözlerin gözlerimde//Nasıl terk ettin beni."

'Senin Yüzünden' (Kayhan Şentin / Mehmet Erbulan) 2 sahnede [Gazino provasında ikinci şarkı (23 saniye); Bulvar Gazinosu'nda ilk şarkı (3 dakika)]. "Senin yüzünden//Ümitsiz, uykusuz dolaştım bu gece//İsmini, ağaçlara kazdım//İsmini, duvarlara çizdim//İsmini, kalbime yazdım//Silemezsin sevgilim//**//Senin yüzünden, senin yüzünden bu çektiğim çile//Perişan oldum, perişan oldum senin hasretinle//**//Senin yüzünden//Boş yere avare dolaştım ne diye."

'Sen Bensiz Ben Sensiz' (Teoman Alpay / Hikmet Münir Ebcioğlu) 3 sahnede [Radyoda (1 dakika 51 saniye); Gazino Bulvar'daki ikinci şarkı (3 dakika 20 saniye); Mahzendeki meyhanede (35 saniye)]. "Dışarda bir yaz yağmuru//Yaş sokaklar sensiz bensiz//Akşam olmuş ılık rüzgâr//Loş ışıklar sensiz bensiz//**//Bir masalmış geçen yıllar//Kaç yaprak var elimizde//Aşk bir rüyaymış geç uyandık//Adı kaldı dilimizde//**//Ses vermiyor çalgıları//Tavernalar sensiz bensiz//Masamızda yabancılar//Hatıralar sensiz bensiz."

'Sev Dedin Seni Sevdim' (1969) (Türkçe sözler Ülkü Aker) ('Honey'-Bobby Russell-1968) Müşerref Çapın için Nesrin Sipahi'nin sesiyle söylüyor (2 dakika). "Sev dedin seni sevdim//Sana ömrümü verdim//Sen istedin//**//Yalnız benim ol dedin//Sen aşkımla dol dedin//Sen istedin//**//Her şeyim seninleydi//Kalbim hep seni sevdi//Sen istedin//**//Hiç ayrılık yok dedin//Sonunda kaçıp gittin//Sen istedin//**//Hani aşkımız//Hani o sözler//Nerde o sevgili//Aşk dolu sözler//**//Suç senin günah senin//Yalan dolu gözlerin//Sen istedin//**//Çıkma artık karşıma//Bırak beni yoluma//Sen istedin."

'Bir Zamanlar Bir Yar Vardı' (Hicaz) (Muzaffer Özpınar / Işık Oktay) Edebiyatçılar Birliği yemeğinde Esin Engin'in sesinden dinliyoruz (2 dakika 10 saniye). "Bir zamanlar bir yar vardı//Bakmaz oldu yüzüme//Başkasına bel bağlamış//Artık O'ndan bana ne//**//Dönme bana sevgilim//Kalbimde yoktur yerin//Git gözüme görünme//Belki yine severim//**//Duydum hasta yatıyormuş//Ahım tuttu kime ne//Son sözü de ismim olmuş//Olmaz olsun bana ne."

'Carmen De La Ronda'daki (1959) 'Los Piconeros' (Ramón Perelló / Juan Mostazo) (1 dakika 15 saniye) Turnedeki İspanyolca şarkıyı Belkıs Özener'in sesiyle söylüyor.

'Le Meteque'i, Şükran Akannaç'ın Türkçe sözleriyle Tanju Okan ve Nesrin Sipahi plak yapmışlardı: 'Hasret'.

'Les Parapluies de Cherbourg'u Zümrüt, Türkçe sözlerle (Aykut Sporel) ve Emin Fındıkoğlu Orkestrası eşliğinde söylemişti (1964-Melodi Plak): 'Bekleyeceğim'.

'Historia De Un Amor'u Ertan Anapa (1969) ve Berkant'tan (1972) Sezen Cumhur Önal'ın Türkçe sözleriyle dinlemiştik: 'Benim Bütün Dualarım Seninle'.

'Et Maintenant'ı Alpay, Türkçe sözlerle plak yapmıştı (1970): 'Seninle Ölmek'.

Cüneyt Arkın'ın o yıl Türkan Şoray'la ikinci beraberliği. Adının, yine, altta yazılmasını kabul etmiş. Sırf bu nedenle, Yılmaz Güney'in hiç filmi yok Sultan'la.

'FALCILAR KIRALİÇESİ NERGİS-HİNDİSTANDAN ÇİNİ MAÇİNE KADAR EN ESRARENGİZ BÜYÜCÜLERDEN İLMİ FAL TAHSİL EDEN ÜNLÜ MEDYUM' (2 tane 'S' ve 4 tane 'N' ters) yazılı afiş var lunapark çadırının önünde. Leyla, dans edip fal bakardı. Bir gece 'kendisinin, üstelik yere yatırarak(!) falına bakmak isteyen' müşterilerle [biri 'Zehirli Hayat'ın (1967) simitçisi Ahmet Yıldırım] takışınca kovulur. "Hayat mı bu be! Tekmil belalar bizi bulur" diyor Suzan ablasına. Şelale Saz'daki kızlar (Aynur Aydan çok güzel) Hugh Hefner'in tavşan kızlarına benziyor. Leyla biraz farklı; Papyonu boynunda değil saçlarında. Sahnede 'Buruk Acı'dan bir resim var. Sahibi Asım Nipton, Kimsesiz Çocukları Okutma Derneği'nin üyesi. Bir balo düzenlenmiş. Saz'daki kızlara 'cemiyet menfaatine hediyeler satacaklarını' söylüyor. Diğerleri yevmiyelerini sorarken Leyla para falan istemez. "Çorbada bizim de tuzumuz bulunsun." Baloda, kimsesiz çocukları değil ama sosyetenin ileri gelenlerini görüyoruz! Ekrem, son romanının gelirini derneğe bağışlamış. Sunucu Sedat Demir bir teşekkür konuşması yapıyor. Alkışlar arasında duyduğumuz sözler çok şaşırtıcı; Vince Williams'ın sesinden "Thank you very much". Bunun nedeni alkış seslerinin Tommy Dorsey ve Orkestrası'nın 'Live In Hi-Fi At Casino Gardens. June 1, 1946-August 5, 1946' adlı uzunçalarından alınması!

Leyla'nın güzelliği makyaj salonlarından değil Allahtan. Evinin, hem hanımı hem de hizmetçisi; Erkeğinin de hem kadını hem de kölesi. "Aysız geceler kadar siyah saçlar. Dünyanın en güzel ağzı. Kara gözlerinde dişi, çocuksu bakışlar." Kimseye borçlu kalmak istemez. 'Lüks' lokantadaki yemeğe karşılık olarak bir sokak köftecisine götürüyor Ekrem'i. Baştaki 'Ünlü Medyum' Nergis ve şöhret sonrası 'Ayla Gül'ü de katarsak Türkan Şoray'ın filmde adı üç tane. Şarkı sesi iki; Belkıs Özener ve Nesrin Sipahi.

Delikanlının, babadan kalma evi, '34 EH 380' plakalı üstü açık arabası, piposu, Vat 69 viskisi var. Bir de "Budalalık hakkında bir eser yazsaydım Jale iyi bir konu olurdu" diyecek kadar sevdiği nişanlısı. Sonraki bir sahnede kovar, hatta önünde Leyla'ya evlenme teklif eder. Yine de kurtulamaz. Ancak araba kazasında kör kaldığını duyunca aramaktan vazgeçecektir Jale. Milyonere babası "Ekrem gibi bir nişanlım olsa roman yazarken bile yalnız bırakmam... Kaparlar da" demişti.

'Kimsesiz Çocukları Okutma Derneği'ne ve Kızılay'a bağışladıklarının bir kısmını abisine verse bu nişan numarasına, intihara gerek kalmazdı. Aydın Tezel'in veda mektubunu ancak Jale'nin değiştirdiği şekliyle okuyabiliyoruz: "Ekrem, hayatımın sonu, silahımdan çıkan kurşunla değil, seni bizlerden çalan o meşum kız yüzünden oldu. Çevreni göremeyecek kadar körleşmiştin. Mezarımın başında inşallah gözlerin açılmıştır. Eğer o kirli aşka devam edersen seni asla affetmeyeceğim. Ama sizin yüzünüzden ölmüş bir abinin son arzusuna sırt çevirmeyeceğini sanırım. Jale ile evlenmen beni mezarımda rahat uyutacaktır." Kahramanımızın 'körleşmesi, o meşum kız yüzünden' ve 'gözlerinin açılması, mezarın başında' değil, 'bir araba kazası ve sondaki ameliyatla' olacaktır. Jale'nin el yazısı, abininkine benziyormuş. Aydın Tezel'inki de Ekrem'inkine. "Biliyorsun yazını çok iyi taklit ederim" diyerek bir özür mektubu yazmıştı 'nişanlı kovmasının' ardından.

Suzan, Şelale Saz'da assolist. Ama 'Fındık Kurdu'nun giriş sazı dışında hiçbir şarkısını dinleyemiyoruz. Namı diğer 'Atom Suzan'. Gerçekleşmeyen nikâhta şahitti.

Osman, Ekrem'in yakın arkadaşı. "Fıstıkçı kızlar en kolay elde edilen kızlardandır" diyordu. Hastane ve mezarlık sahneleri dışında hep beyaz kazaklı. İki sevgilinin tanışmasına vesile olur. 'Jale yılanının' oyununu anlayıp Ekrem'i uyarır. Bunca yardımına karşın kaza sonrası "Çok rica edeceğim, ben seni aramadan görüşmeyelim" karşılığını alacaktır kahramanımızdan. Baloya 'Don Juan' kıyafetiyle katılması uğurlu gelmiş. Kızlar, dans için birbirlerini bıçaklıyorlardı neredeyse. Bu sırada Ekrem'in abisi, daha uygun bir yer ve zaman bulunamazmış gibi, Jale'nin babasına bir yığın bono imzalatmaya çalışıyor!

Acı bir sahnede "Ben o sokak kadınından bir aşk mabudesi yaptım, taptım O'na. Ayaklarının dibine bütün bir dünyayı sermek isterdim" diyor Ekrem. "Senin tanıdığın Leyla, 'Aşk Mabudesi' romanında kaldı. Ben yaşayan Leyla'yım" karşılığını alır. Genç kızın matematiği de biraz zayıf. Fıstıkçı kızken, gecede 15-20 lira zor alırdı. Solist olunca 200. Hesabına göre '15 misliymiş' bu!

'Artık Sevmeyeceğim'deki (1968) doktor, göz ameliyatından sonra sargıları açarken Cüneyt Arkın'ın canına yakmıştı. 'Aşk Mabudesi'nin doktoru Nejat Saydam daha özenli.

Muammer Gözalan iki bestecinin kimliğinde. Organizatör Murat'a 'Bir Daha Âşık Olmayacağım' (1968) için "Bak benim bestem" demişti. Buna göre İsmet Nedim oluyor! Sonradan 'Sen Bensiz Ben Sensiz'i bestelediği için Teoman Alpay!

Leyla-Türkan Şoray; Ekrem Arkın-Cüneyt Arkın; Ekrem'in sekreteri Sevgi-Sevgi Can; Murat Arsen-Reha Yurdakul; Suzan-Suzan Avcı; Jale-Feri Cansel; Ekrem'in abisi-Aydın Tezel; Hacıağa-Renan Fosforoğlu; Osman-Zafer Önen; Bestekâr-Muammer Gözalan; Fıstıkçı kızlar-Aynur Aydan ve Müşerref Çapın; Şelale Saz patronu-Asım Nipton; Nikâh memuru Cevat Uz; Lunapark çadırındaki Fahriye Şemahi; Meyhanesi-Hüseyin Salıcı; Sunucu-Sedat Demir; İhsan Bayraktar; Edebiyatçılar Birliği'nin yemeği; Dolmabahçe Sarayı ve Saat Kulesi; Ekrem'in fakirlik günlerindeki Dolmabahçe Camii; Anadolu Turnesi; Mahzen Meyhanesi çok güzeldi.

Sıdıka Duruer, Şelale Saz; Zehirli Hayat'ın (1967) yoğurtçusu Ömer Sağlam, Şelale Saz ve nikâh; Silvana Panpani lokanta konukları arasında.

Anadolu Turnesi... Her şehirde karşımızda, onsuz olamadığımız Coca-Cola'mız! 'Espana Cani' dansına Nazif Şen eşlik ediyor. Çok sonraları Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi'ndeki 'Dans Eden Eşek' (Erik Voss) (Çeviren Can Gürzap) oyununun danslarını düzenleyecektir (Şubat, 1986).

İstanbul'a dönüş İskenderun Gemisi ile. Ağustos, 1950'de İtalya-Ansala tezgâhlarında 'inşa edilmiş'. Yurda getirildikten sonra ilk seferi Çanakkale ve İzmir'e (28 Ağustos 1950). Hemen her hafta arıza, kaza, uyuşturucu madde, silah, mermi, sigara, puro, kadın süs eşyası kaçakçılığı haberleri yer alırdı gazetelerde. Ocak, 1965'te rıhtımdayken bir kamyonla çarpışmış!

Organizatör Murat Arsen, notalar kadar sesteki duyguları da anlıyor. 'Yalnız sesle değil hatıralar ve kalple' söylenirmiş şarkı. Istırap, sanatın kamçısı ve duygular, ses kadar önemliymiş. Çalışıp terleme göze alırnırsa başarı çok kolaymış. Gözyaşlarını göstermemek için nikâhtan kaçan Leyla'ya "Gözyaşlarından kaçamadıktan sonra onların görünmesinden kaçmışsın, neye yarar" diyor.

Leyla'yı Adalet Cimcoz; Ekrem'i Abdurrahman Palay; Murat'ı Sadettin Erbil; Osman'ı Zafer Önen; Asım Nipton'u Rıza Tüzün; Aydın Tezel'i Fuat İşhan; Sevgi'yi Tijen Par; "Biraz daha frene basmasaydın sabah kahvaltısını balıklarla beraber edecektik" diyen kişiyi Fikri Çöze seslendirmiş.

Mezarlıkta 'Sözde Kızlar' (1967), 'Çıldırtan Arzu' (1967), 'Tapılacak Kadın' (1967), 'Buruk Acı' (1969), 'Bülbül Yuvası' (1970), 'Güller ve Dikenler'den (1970) anımsadığımız ve Nejat Saydam'a ait '34 HF 627' plakalı otomobil var.

Bir sahnede Jale, 24 Ekim 1969 tarihli gazeteyi okuyor. Akbank'ın Bafra ve Büyükçekmece şubelerinin ilanı var.

 

'Gecenin en karanlık anında' Ekrem; "Gene geç kaldım, gene yetişemedim. Her zaman böyle oluyor zaten. Mutluluğa bir adım kala kaybediyorsun."

 YORUMLAR  ({{commentsCount}})
{{countDown || 2000}} karakter kaldı
{{comment.username}}
{{moment(comment.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)
{{reply.username}}
{{moment(reply.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)