"Cumartesi günü vakit gecikmişti artık. Beyazperdenin bu Avrupai tipteki yeni jönünden gelecek sene çok şeyler bekliyordu Türk sineması. Beyaz perdenin Tamer Yiğit gibi daha birçok gençlere ihtiyacı vardı."
12 Ekim 2015

Türk sineması bu sezon büyük bir hamlenin eşiğinde. Çevrilen filmlerin sayısının her geçen gün biraz daha artması, yeni isimlerin, kültürlü kişilerin Türk beyaz perdesine girmesine sebep oldu. Beyaz perdeye bu sezon giren yeni isimler arasında Tamer Yiğitte var. Bu ilk röportajında, perdenin bu yeni şöhretini yakından tanıyacaksınız.

Cumartesileri hep kalabalıktır yazıhane. Hemen hemen mecmuanın yazı ailesindeki bütün yazarlar Cumartesi sabahları bitirdikleri hafta çalışmasının zevkini çıkarmak için toplanırlar. Çeşitli konular, haftanın filmleri, olayları, hakkında, fikir yürütür uzayıp giden münakaşalara dalarlar. Bundan birkaç hafta önceydi. Aramızda isimlendirdiğimiz gibi “Tatlı Cumartesi”lerden biriydi. Yine her zamanki gibi bütün kadro tamamlanmış o hafta yapılacak olan mühim bir lig maçı üzerinde hararetli bir münakaşaya dalmıştık. Çeşitli fikirler, çeşitli tahminler yapılıyor, bütün güçleriyle fikirlerinin, daha doğrusu hislerinin müdafaasını yapıyorlardı. Münakaşanın en hararetlendiği sırada idarehanenin kapısı yavaş yavaş açıldı. İçeriye giren çok sevdiğimiz bir arkadaştı. Onun arkasında uzun boylu, sarışın, yeşil gözlü gerçekten yakışıklı bir genç vardı. Birlikte içeri girdiler. Uzun boylu genci hemen hepimiz tanımıştık. Resimlerini görmüş, çevirdiği filmler hakkında haberler işitmiştik. 1962 senesinin Türk sinemasına hediye ettiği yeni isimlerden biriydi. Yanındaki arkadaşımız bize uzun boylu yakışıklı genci tanıtırken bir yandanda isimlerimizi teker teker ona söylüyordu.

— Tamer Yiğit demişti.

Tamer Yiğitle konuşmamız böyle olmuştu. İlk bakışta durgun, fazla konuşmaktan hoşlanmıyan bir insan intibanı uyandırmıştı bizde fakat zaman geçtikçe, mevzular genişledikçe Tamer hakkında vermiş olduğumuz hüküm değişiyordu. Onun çeşitli mevzular hakkındaki görüşlerini, düşündüklerini öğrenmiş oluyorduk. Spor hakkında Tamer Yiğit şöyle diyordu:

— Küçükten beri sporla meşgul olurum. Çocukluğum da futbola karşı sonsuz bir sevgi vardı içimde. Sabahtan akşama irili, ufaklı topların peşinde koşardık. Eve zor girerdim. Fakat daha sonraları basketbolden zevk almıya başladım ve futbolu unuttum adeta. Hala vakit bulduğum zaman basketbol oynamayı çok severim.

Pekiyi başka sevdiğiniz, boş vakitlerinizi dolduran ne gibi meşgaleleriniz var?

— Okumayı çok severim. Boş vakitlerimde kitap okurum bazen, bazende sinemaya giderim ama artık bütün bunlara veda edeceğiz gibi geliyor bana.

Neden?

— Bu gidişle hiç boş vaktimiz olmıyacak. Çalışmalardan insan boş vakitlerinde ancak dinlenmek fırsatını buluyor.

Bu yıl kaç film çevirdiniz?

— Şimdilik sadece Dağ Çiçekleri var. Belgin Doruk ile birlikte oynuyoruz.

Tamer Yiğit Eskişehirde doğmuş. Liseyi bitirdikten sonra Üniversite tahsiline iktisadi ve Ticari ilimler Akademisinde devam etmiye başlamış. Sizin bu mesleğe atılmanız nasıl oldu. Neden bu mesleği seçtiniz?

— Bir mecmuanın açmış olduğu müsabakaya arkadaşlarımın teşvikiyle iştirâk ettim ve kazandım. Şurasınıda kabul etmek lâzımki insan geleceğine hiçbir vakit hüküm edemiyor. Ne de değiştirebilimeye gücü yetiyor.

Tahsilinize devam edecek misiniz? Yoksa kendinizi tamamen filmciliğe mi vereceksiniz?

— Kültürün ve tahsilin hangi meslek olursa olsun mühim unsur olduğunu kabul etmek lâzım. Onun için tahsilime devam etmek kararındayım. Üniversite tahsili bir yere gelince insanın geleceğini sigortalıyor.

Şimdilik en büyük arzunuz ne diye size bir sual sorsak bize nasıl cevap verirdiniz?

— İnsanın çeşitli istekleri olur diyor. Fakat bence en mühimi vücut sağlığı, Sıhhat olmadı mı gerisinin hiç kıymeti yok. Ama bundan sonra meslek olarak seçeceğim branşlarda başarıya ulaşmayı, mektepten diplomayı almayı ve sinemada da iyi bir aktör olarak isim yapmayı arzularım…

Tamer Yiğitle artık rahat rahat konuşmıya başlamıştık. Arkadaşların sordukları suallere rahatlıkla cevap veriyor. Yapılan şakalara iştirak edip gülüyor bazende tam yerinde kendi espirisini yapıyordu.

En çok neden nefret edersiniz?

— Hiçbirşeyden demiyacağım. Yalan ve riya. Fakat en çokta bu ikisine rastlıyor insan hayatta. İstediğiniz kadar nefret edin yakanızı bırakmıyorlar birtürlü. Karşınızda hep yalan riya buluyorsunuz.

Tamerle hep ciddi, daha doğrusu problemler üzerinde konuşmuştuk. Halbuki yakışıklı gençle konuşulacak daha enteresan, daha iç açıcı konular vardı. Meselâ kızlar! Kızlar üstüne, aşk üstüne çok lâf edilir, çok konuşulur.

Kızlar?

— Severim. Siz sevmezmisiniz?

Seçtiğiniz, beğendiğiniz hususî bir tip varmı?

— Ayırmam kızları fakat bence tipten daha mühim olan karakter. Karakter sahibi, güçlü kızlar hoşuma gidiyor ama muhakkak göz dolgunluğuda lâzım.

Aşık oldunuz mı hiç?

— Belki güzel birşey ama nedense bugüne kadar başıma gelmedi. Yinede, bütün cazibesine, güzelliğine rağmen geç başıma gelmesini isterim.

Nelerden korkarsın?

— Günün birinde tek başıma yapayalnız kalmaktan. Hele ihtiyarlıkta bir insanın yalnız kalması kadar kötü şey yoktur tahmin ederim…

Cumartesi günü vakit gecikmişti artık. Beyazperdenin bu Avrupai tipteki yeni jönünden gelecek sene çok şeyler bekliyordu Türk sineması. Daha çok yeni olduğu halde günde yirmi, otuz mektup alan bu yakışıklı jön şimdilik bütün gücüyle çalışıyor, eline geçen bu fırsattan istifade etmeye bakıyordu. Beyaz perdenin Tamer Yiğit gibi daha birçok gençlere ihtiyacı vardı ve bu gerçeği bütün çıplaklığiyle görmesi icab eden en mühim kişiler film prodüktörleriydi…

* Söyleşideki imla hataları derginin orijinal halinde olduğu için müdahalede bulunulmamıştır.

Kaynak
Artist Dergisi, 13 Kasım 1962
 YORUMLAR  ({{commentsCount}})
{{countDown || 2000}} karakter kaldı
{{comment.username}}
{{moment(comment.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)
{{reply.username}}
{{moment(reply.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)