Oscarlı oyuncu Ellen Burstyn, 51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamındaki ‘Ustalık Sınıfı’nda sinema ve oyunculuk üzerine tecrübelerini paylaştı. Geçmiş dönemlerle bugünü karşılaştıran Burstyn, bugünkü ‘aşırı hızlı’ ortamdan şikayetçi.
13 Ekim 2014


Türkiye'nin en köklü sinema etkinliği, Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali bir kez daha bir sinema divasına ev sahipliği yaptı. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel başkanlığında ve Elif Dağdeviren direktörlüğünde gerçekleştirilen 51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde 'Ustalık Sınıfı'na katılan Oscarlı oyuncu Ellen Burstyn, zarafeti ve sıcakkanlılığı ile herkesi kendine hayran bıraktı.

FIPRESCI Başkanı, sinema yazarı Alin Taşçıyan moderatörlüğündeki etkinlikte Burstyn; sözlerine, Amerikalı şair Mary Oliver'in "Yaban Kazı" (Wild Geese) şiirini okuyarak başladı. Ustalık Sınıfı'ndaki ilk dersini de şiirdeki "İçindeki yumuşak hayvan neyi sevmek isterse bırak onu sevsin" dizesinden ilhamla "İçindeki sesi dinle" diye verdi. Burstyn, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İçimizdeki yumuşak hayvanı dinleyip o neyi severse onu sevmemizi söylüyor. Dünya kendini bize armağan ediyor. Sizce de inanılmaz; değil mi!

Ben, oyunculuğa aitim. Dünyaya geldiğimde bana sunulan yetenek, buydu. Doğduğum yeri terk ettiğimde sanki dünyanın her yeri beni çağırıyordu. Fakat cebimde hiç param yoktu! Birçok macera yaşadım ve sonra yavaş yavaş oyuncu olmak istediğimi keşfettim. İlk kez Broadway'da seçmelere katıldım ve rolü kaptım! Doğru yolda olduğumu biliyordum.

Ancak birkaç yıl çalıştıktan sonra aslında oyunculuğun ne olduğunu bilmediğimi fark ettim. Bu kez de New York'a gidip Actors Studio'da çalıştım. Orası bana sadece oyunculuğu değil aynı zamanda tiyatroyu ve hayatı da öğretti"

Actors Studio'da ders de veren başarılı oyuncu, genç oyunculara ise "İyi bir oyuncu koçu bulup kendinizi geliştirin" tavsiyesinde bulundu. Bugüne kadar sayısız ödüle aday gösterilen ve Oscar ile Altın Küre başta olmak üzere pek çok ödülün sahibi olan Burstyn, bu konuda ise hayli mütevazı bir yorum yaptı:

"Bence bu şaşaa, parıltı, bu piyasanın esas ürünü değil; sadece pazarlaması. Esas ürün, yaptığınız iştir. Bu işle hissettiğiniz ve hissettirdiğiniz iyiliktir"

Martin Scorsese, William Friedkin, Robert Mulligan, Peter Bogdanovich gibi ustalarla çalışmış, bugün de Christopher Nolan gibi genç ve başarılı sinemacılarla çalışan Burstyn, geçmiş ve bugünü değerlendirmesi istendiğinde ise cevabına bir de müjde ekledi; Burstyn çok yakında 'yönetmen' sıfatıyla beyazperdede olacak!

"Bugün artık her şey çok hızlı. Scorsese gibi yönetmenler, role hazırlanman için 2 hafta gibi bir süre verirdi. Artık bu mümkün değil. Geçmişle bugün arasındaki en büyük fark da bence bu. Ama ben şimdi kendi çektiğim 'Bathing Flo'da bunu kırmaya çalıştım"

Mevlana hayranı olduğunu ve İngiltere'de mutasavvıf hocası Pir Vilayet İnayet Han'ın tavsiyelerine tâbi olduğunu dile getiren Burstyn, 40 yıldır görmek istediği Türkiye'de Antalya'dan sonra Konya'ya gidip Mevlana'yı ziyaret edeceğini de sözlerine ekledi.

 YORUMLAR  ({{commentsCount}})
{{countDown || 2000}} karakter kaldı
{{comment.username}}
{{moment(comment.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)
{{reply.username}}
{{moment(reply.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)