Yaşlı ‘dilenci’; “Öyleyse bütün bunları başka yerde arayın. Çünkü kumarhanede oyun ilk plandadır. Kadın ikinci planda gelir. Kumar insana felaketten başka bir şey getirmez.” ‘Arzu ettiği hayatı yaşatacak, kendisini sevecek belki de evlenecek birisini bulmak için gelen’ genç kıza söylüyor bunları. Ancak Halime, yaşamındaki önemli kişileri orada bulacaktır.
29 Ocak 2013

Yaşlı 'dilenci'; "Öyleyse bütün bunları başka yerde arayın. Çünkü kumarhanede oyun ilk plandadır. Kadın ikinci planda gelir. Kumar insana felaketten başka bir şey getirmez."

'Arzu ettiği hayatı yaşatacak, kendisini sevecek belki de evlenecek birisini bulmak için gelen' genç kıza söylüyor bunları. Ancak Halime, yaşamındaki önemli kişileri orada bulacaktır. Hatta babasını bile. 'Filozof' dilenci ayrıca "Zaten şeytan daima zayıf iradeli insanların etrafında dolaşır" demişti. Kumarhane önünde şans dileyip sadaka alıyor. Daha fazlasını kazanmaları için dua ediyor.

Arjantin yapımı 'Dios Se Lo Pague' (1948) o zamanlar çok sevilmişti. "Oynadığı bütün sinemalarda kapılar kırılıyor ve haftalarca afişlerden inmiyordu." Yeşilçam çevriminde, 'Allah kabul etsin' anlamındaki adı (konuyla ne ilgisi varsa) 'Utanmaz Adam' olmuş. 28 Aralık 1960, Çarşamba günü (Beyoğlu) Lüks Sineması'ndaki suare gösteriminden sonra gösterime girmiş.

Juca/Mario Alvarez'in (Arturo de Córdova) yerini Kemal/Ahmet Salim (Abdurrahman Palay); Nancy'nin (Zully Moreno) yerini Sevim/Halime (Türkan Şoray); Barato'nun (Florindo Ferrario) yerini Âdem Baba (Gazanfer Özcan); Perikles'in (Zoe Ducos) yerini Cengiz Han (Sadri Alışık); Maria'nın (Aida Villadeamigo) yerini Ayşe (Lale Oraloğlu); Richardson'un (Enrique Chaio) yerini Mehmet Ali (İbrahim Delideniz) almış.

Kemal 'icat ettiği' dokuma tezgâhı nedeniyle başına gelecekleri bilse belki hiç ortaya çıkarmazdı. Mehmet Ali Bey'in ziyaretinden(!) sonra deniz kenarında ev, saray hayalleri suya düşüyor. Oğlu intihar eder, Ayşe ve kızı Sevim temizlikçi olur. Karısı olanlardan Kemal'i sorumlu tutunca birbirlerinden koparlar.

'Dios Se Lo Pague'de ise Juca ve Maria'nın çocukları yok. Fabrika sahibi Richardson'a planları kaptıran genç kadın kendisini asıyor. Juca yalnız kalır. Üstelik, Kemal gibi, hırsızlık ve öldürmeye teşebbüsle suçlanır. Yıllar sonra hapisten çıkınca dilencilikten milyonerliğe kadar varır. Nancy'ye sevdalanmış. Richardson'un oğlu Perikles de aşktaki rakibi. 'Perikles' bizdeki çevrimde 'Cengiz Han' olmuş. Tarihten iki isim.

Yeşilçam kahramanları baba-kız yaparak senaryoyu zorlamış. Tanınmasın diye Sevim'in adı Halime olmuş. Perikles ve Juca arasındaki 'genç âşık-yaşlı âşık' çekişmesi 'Utanmaz Adam'da yok.

Sondaki sürprizler de farklı. Nancy, sadece bir kez, işadamı Mario Alvarez ile 'Yaşlı Dilenci'nin aynı kişi olduğunu öğrenince şaşırır.

Halime'nin yaşadığı şok daha fazla. Ahmet Salim ile 'İhtiyar Dilenci'nin ve hatta öldü bildiği babasının aynı kişi olması; Mehmet Ali'nin yaptıklarını öğrenmesi.

Süheyl Eğriboz'un, kumarhanede Cengiz'i tanıttığı sahnede bir hata var. "Meşhur son sistem dokuma tezgâhları sahibi Fabrikatör Mehmet Ali Cengiz'in oğlu" diyor. Oysa Mehmet Ali Han demeliydi.

Nancy'nin gittiği 'Club De Residentes' çok daha modern. Her yer göz alıcı ruletlerle dolu. Bizimkinde ise sadece birkaç masa var. 'Kılıç açma' sahnesinde iki hata yapılmış. 'Kız' gelen kazanacak. Halime'ye 'kız' gelmesine karşın Cengiz, kart dağıtmaya devam ediyor.

31.12'deki diğer hata. 'Papaz' diyerek desteyi keser. Dağıtıcı, yanlışlıkla, kâğıtları eski haline getiriyor.

Kumarhane müdürü rolündeki Turhan Göker, üniversitenin Fransızca Bölümünü bitirince bir müddet gazetecilik yapmış. '1947'de Şehir Tiyatroları'na intisap etmiş'. Halit Kıvanç'la yaptığı söyleşide (07 Ağustos 1955) şunları söylüyor; "Ruhi ahenk mevcutsa, eşler arasında şikâyet olmaz." Kemal ile Ayşe arasında 'ruhi ahenk mevcut' ama gelişen olaylarla kopma noktasına kadar gelirler.  

Yaşlı Dilenci'nin Âdem Baba'yı 'eğitmesi' muhteşem. Ramazanda insanlar daha çok dua eder ve elleri daha açık olurmuş. Verdikleri sadakanın çok fazlasını Tanrı'dan beklerlermiş. Allahtan isteyecek bir şeyi olmayanlar ise dilenciye metelik bile vermezlermiş. 'Öğrencisi' "Bu mesleğin amma incelikleri varmış" diyecektir.

Kumarhane polis baskınına uğrayınca Halime yardım ister.

Yaşlı Dilenci; "Ne Tuhaf! Hayatımda ilk defa birisi benden bir şey istiyor. Memnun oldum."

Halime; "Neden?"

Yaşlı Dilenci; "Vermek, istemekten çok daha kolaydır da ondan."

Ahmet Salim 'gündüz milyoner, gece dilenci'. Birçok gerçeği dilenirken duyar. Örneğin evdeki şampanyaların şoförlere satıldığını tebdil kıyafetken öğreniyor. Elbette bunu yapan bahçıvana hemen yol verilir.

Filmdeki melodiler.

'Kürdîlihicazkâr Makamında Keman Taksimi' Ayşe ve Sevim hapishaneye ziyarete geldiğinde.

Haydar Tatlıyay'dan 'Uşşak Makamında Keman Taksimi' Meyhaneci Faik Coşkun ve Rıza Bey, Halime'yi 'düşürme' planları yaparken.

Ercüment Batanay'dan 'Hicaz Makamında Yaylı Tambur Taksimi' 3 sahnede (Ayşe hapse düştüğünde; Cami önünde Yaşlı Dilenci ve Âdem Baba konuşurken; Halime, Yaşlı Dilenci'ye 'nasihatleri için' teşekkür ederken).

'The Golden Age Of Light Music (The Art Of The Arranger Volume 2)' uzunçalarında 'The Melachrino Orchestra'nın yorumladığı 'Romance' (1860) (Anton Rubinstein) filmin başında Kemal'in "Hele şükür karıcığım, bitti" dediği sahnede.

'Finlandia Senfonik Şiiri' (1899) (Jean Sibelius) 4 sahnede (Mehmet Ali, Ahmet'i aldatıp planları çalarken; Çocuk asılmış haldeyken; Kemal, Halime'nin kızı olduğunu anladığında; Yıllar sonra karısı ile karşılaştığında) kullanılmış.

'George Melachrino & His Orchestra'nın 'The Magic Of Melachrino Strings' albümündeki 'Serenade' (1826) (Franz Schubert) Dokuma tezgâhından 'gelecek' daha doğrusu gelmeyecek') para ile neler alacaklarını konuşurlarken.

'Mi Bemol Majör 4 Numaralı Senfoni (Romantic); 4. Bölüm' (1874) (Anton Bruckner) Mehmet Ali Bey, Ahmet'i kandırıp dokuma tezgâhının çizimlerini çakarken.

'La Mer; First Movemant' (1905) (Claude Debussy) Sevim kasadan para alırken.

'Op. 95, Mi minör 9. Senfoni (Yeni Dünyadan); IV. Allegro con fuoco' (1895) (Antonin Dvorák) Kemal, Ahmet'i dövdüğünde.

'Op. 64, 2 Numaralı Do Diyez Minör Vals' (1846) (Frédéric Chopin) Sevim, çiçekçi kızdan 'beyaz gül' alırken ve dilenci kahramanlarımız konuşurken.

'Ramona' (1928) (Mabel Wayne / L. Wolfe Gilbert), Büyük Otel'in yakınında Ahmet Salim, Halime'ye "Karıma benzeyen çok şey var sizde" derken.

'Pictures At An Exhibition; I. Promenade' (1874) ( Modest Mussorgsky) Yaşlı Dilenci takma sakal ve peruğu çıkarırken; II. Gnomus, Mehmet Ali ile hesaplaşma sırasında.

'Autumn Leaves' (1945) (Joseph Kosma), Ahmet Salim, Halime'ye "Ben seni hiçbir zaman sevmedim. Sadece seni yaşadığın hayattan kurtarmak istedim" derken.

'Op. 74, Si Minör 6 Numaralı Senfoni (Pathétique); I. Adagio-Allegro non troppo' (1893) (Pyotr Ilyich Tchaikovsky) Ahmet Salim, Cengiz ile konuşurken; II. Allegro con grazia, Halime, Cengiz'e "Babanızın bize vereceği parayla mı geçineceğiz" derken.

Filmde 5 tane yönetmen var; Abdurrahman Palay, Türkan Şoray, Lale Oraloğlu, Zafer Davutoğlu (bu filmin montajını yapmış), Ertem Göreç (filmin yönetmen yardımcısı).

Konfeksiyon dükkânı sahibi Osman Türkoğlu; Otel Müdürü Muammer Gözalan ve görevli Reşit Baran; Meyhaneci Faik Coşkun; Davetliler Zeki Tüney ve Leman Akçatepe; Çocuk sanatçılar İpek Ölçen ve Cumhur Kerkin; Ahmet Salim'in arkadaşı İsmet Ay çok güzeldi.

Türkan Şoray ikinci filminde 'ilerisi için ümit verici' bulunmuş. 'Rolü anlatılıp kontrol altına alındığı zaman kendisinden büyük oyunlar alabilmek her zaman için mümkünmüş'. Ancak  'Utanmaz Adam'ın en başarılı sanatçıları Gazanfer Özcan ve Semih Sezerli.

Kemal/Ahmet Salim'i Abdurrahman Palay; Sevim/Halime'yi Adalet Cimcoz; Cengiz Han'ı Sadri Alışık; Âdem Baba'yı Gazanfer Özcan; Şoför Semih Sezerli'yi Rıza Tüzün; Faik Coşkun'u Avni Dilligil seslendirmiş.

Ercüment Batanay'dan 'Hicaz Makamında Yaylı Tambur Taksimi'.

Gazeteci çocuk iki buçuk lira bozmasını istiyor.

Yaşlı Dilenci; "Bende iki buçuk lira ne gezer."

Âdem Baba; "Niye bozmadın yahu? İki buçuk lira kazanamadık mı?"

Yaşlı Dilenci; "100 lira kazandık. Ve önümüzde de daha bütün bir gece var."

Âdem; "Çocuğun iki buçuk lirasını bozabilirdik öyleyse."

Yaşlı Dilenci; "Bana bak arkadaş, bir dilencinin kazancı öğrenildiği gün o dilenci hapı yuttu demektir."

Ayrıca 'bir dilenci hızlı yürümemeliymiş'. Sonra 'kuvvetlisin, çalış' derlermiş.

 

 YORUMLAR  ({{commentsCount}})
{{countDown || 2000}} karakter kaldı
{{comment.username}}
{{moment(comment.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)
{{reply.username}}
{{moment(reply.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)