Perez Prado’nun ‘Voodoo Suite/Exotic Suite’ albümündeki (1962) ‘Exotic Suite Of The Americas: Theme Of Two Worlds’ (Prado). “Dağ başında böylesine şirin bir ev ve böylesine güzel bir kız! Şanslı olduğuma ben de inandım.” Aynı gece ‘bu güzel kızı’ hamile bırakacak kadar artacaktır şansı.
13 Ocak 2013

Perez Prado'nun 'Voodoo Suite/Exotic Suite' albümündeki (1962) 'Exotic Suite Of The Americas: Theme Of Two Worlds' (Prado). "Dağ başında böylesine şirin bir ev ve böylesine güzel bir kız! Şanslı olduğuma ben de inandım." Aynı gece 'bu güzel kızı' hamile bırakacak kadar artacaktır şansı.

'Menzil Bekçisi' (1831) (Aleksandr Puşkin)  (1997-Cem Yayınevi) (Çeviri Ataol Behramoğlu) ve 'Der Postmeister'in (1940) bir Yeşilçam uyarlaması. 17 Ekim 1966, Pazartesi günü (Beyoğlu) İnci; (Beyoğlu) Levent; (Beyoğlu) Lale; (Beyoğlu) Bulvar; (Kadıköy) Atlantik; (Kadıköy) Özen sinemalarında gösterime girmiş. 83 dakikalık filmin 13 dakikası jenerik, şarkı ve göbek havası. Bunun da 5 buçuk dakikası Gül'ün, Sevim Şengül'ün sesi ile söylediği 'Bülbül Âşıkmış Güle' (Zeki Müren).

Galip Baba'ya ait lokanta. Murat 'dağ başında' diyor ama uçsuz bucaksız düzlükte ve anayol üzerindeydi. Gül de babasına yardım ediyor. Geçinip gidiyorlar. Orada açılan yeni motelin (aslında Türk Petrol) işleri baltaladığından yakınıyorlardı. Her geçen gün müşterileri azalıyormuş. Ancak film bu yönde gelişmiyor.

Burası için 'rivayet muhtelif'. Galip Baba, 'otel'; Yaşar Amca, 'lokanta'; Gül ise 'han' diyorlar. Bir gece 'geçe kalmış' üç avcı gelir. Hepsi de kurt gibi aç. Üç gündür avda olmalarına karşın hiçbir şey vuramadılar herhalde. Hemen 'mutfakta ateş yakılıp' yemek hazırlanır. "Cennet taamı bunlar, Cennet. Aklı olan kolları sıvasın". Galip Baba'dan bu işin kuralını öğreniyoruz "Et dediğin elle yenir." Gençliğinde avcıymış. Ayı ile karşılaştığı tehlikeli bir macerayı anlatıyor. Aslında Murat daha tehlikeli aile için. Ertesi sabah giderken Gül'ü hamile bırakmıştı bile. İlk dakikalardaki samanlık sahnesinde birbirlerinin olmalarına karşın, 5 kez deneyip ancak sonuncuda öpüşürler.

Filmde, kendilerini göremeyeceğimiz iki kişinin adı geçiyor. Melahat'ın babası Hasan ve 'inşaatlarda dekore işini yapan' Memduh Bey. Buna karşın Murat'ın amcası Feridun Çölgeçen'in ismi yok. Kocaman şövalye yüzüğü ve purosu ile tam bir iş adamı. Yakasında karanfil, ceket cebinde mendil.

Murat, Suat Sadıkoğlu'nun Ortaköy'deki yalısında kalıyor. Avdan döndüğünde amcası oradaydı. Delikanlı "Oo maşallah! Siz bizim fakirhanenin yolunu bilir miydiniz" diyor. Yüzlerce filme ev sahipliği yapmış köşkü 'fakirhane' olarak yorumlaması çok hoş. Telefon numarasını bile öğreniyoruz: '44 01 96'.

İsviçre uçağının 3 mü yoksa 4 saat mi sonra kalkacağı çelişkili. Kahramanımızın orada kalacağı süre de öyle. 3 denmişti ama 5 ay sonra döner. Avrupalılar bu işe 10 milyon dolar yatırmışlar (Süha Doğan'ın 'dolar'daki 'a' vurgusu harika). Amcabey "Bizim paramızla 100 milyon eder" diyerek ekonomik bilgi veriyor.

Bu süre içinde Gül hafif bir baygınlık geçirir. Doktor "Endişelenecek bir şey yok Galip Baba. Bir torununuz olacak. Dede olacaksınız" demişti. 'Endişelenmesine gerek olmadığı' söylenen durum kalp krizi ile ölmesine neden olur yaşlı adamın. Ayrıca "Bir torununuz olacak" dedikten sonra "Dede olacaksınız" açıklaması da harika.

Gazino patronu Memduh Alpar kalantorlukta amcadan farksız. Aynı karanfil ve aynı mendil. Gül'ü görünce tavrında hafif bir değişiklik oluyor. Melahat "Hemen su koyvermeye başlama. Evlenecek misin, işe mi alacaksın" diye müdahale eder.

Murat bir sahnede Gönül'e "Amcamın ölümü hepimizi şaşırttı. Ani oldu" diyor. Oysa daha birkaç gün önce yaşlı adam kalp kifayetsizliği nedeniyle yataklara düşmüş "Ne kadar ömrüm kaldığı meçhul... Bir gün bir yerde düşüp kalmam mukadder" diye yakınmaktaydı. Hatta yeğenine vasiyetini bile söylemiş. "O'nu bulmaktan ümidini kestiğin zaman seveceğin, evleneceğin insan kızım olsun" demişti. Kahramanımız bu evliliği Gül'e "İnan bana O'nu sevmedim. Sevemezdim daha doğrusu. Ölmüş bir adama karşı verilmiş bir sözle bağlıyım O'na" diye anlatacaktır. ['The Crimson Rivers'daki (2000) Fanny Ferreira-Nadia Farés de 'bu tip birlikteliğin ancak kendinden ödün vererek mümkün olacağını' söylüyordu]. İki kez 'geri geleceğini' söyleyip sözünde dur(a)maz. Filmin sonundaki beraberliklerinde bile delikanlının bir çabası yok. Kavuşmaları, Gönül aradan çekilmesi sayesinde.

Ercan İnangiray, filmin montaj-senkronunu yapan Turgut İnangiray'ın oğlu. 80'lerde İtalyan Barbatoja Film Şirketi'nin İstanbul'daki firma temsilciliğini yapmış.

Suzan Avcı'nın en güzel dönemi. Yerli (ve sarışın) Elizabeth Taylor olarak anılıyordu. Kartal Tibet için de 'Türk Alain Delon'u deniyordu.

Doktor Muzaffer Yenen 'maalesef' çocukları olmayacağını sadece Murat'a söylüyor. Bu sırada Gönül'ü odanın dışında bekletiyorlar. Durum, "Kendini suçlu hissetmene gerek yok" diyerek anlatılır. Değilse bile bu lafı duyduktan sonra 'kendisini suçlu hissetmeye başlamıştır' mutlaka. 'Çocuk sahibi olmayacaklarını öğrenen' Murat 'bir gece kulübünde sabaha kadar çılgınlar gibi eğlenmeyi' önerir. 'Çılgınlar gibi eğlenmeleri' de oturarak ve Gül'ün şarkısını dinleyerek.

Gönül bir kutu hap içerek 'intihar girişiminde bulunmuş'. Murat "Eve döndüğüm zaman intihar etmişti" diyor. Bu hata, 'keşke kurtulmasaydı' şeklindeki bir gizli arzunun belirtisi mi acaba?

Galip baba kızının hamileliğinden, nedense, lokanta müşterilerini mesul tutuyor. "Aptallar, kalleşler, pis köpekler. Otelime gelip yemeklerimizi 3-5 kuruş karşılığında yersiniz. Size uşaklık ederim. Sonra içinizden biri, sütü bozuğun biri çıkar benim zavallı yavrumu, biricik kızımı siyah gülümü soldurur. Bundan sonra hiçbirinize verecek ekmeğim yok benim. Defolun, defolun diyorum" diyerek kovar Onları. Murat da Gül'e kavuşamayınca işyerindeki 'kâtip ve müşterileri kovmuş'. Huyları aynı.

Türkan Şoray, 'Siyah Gül'deki bazı giysileri başka filmlerde kullanmış. Yaşar Amca'ya veda ederkenki pardösüyü 'Siyah Gözler'de (1965) ilk sahnelerde; 'Yollar Uzak Gelemedim'i söylerken üzerinde olan tuvaleti, 'Siyah Gözler'de (1966) şampanya sahnesinde; 'Hani Bir Gün Gelecektin'i söylerkenki elbiseyi, 'Siyah Gözler'de (1966) ayna kırarken; Oğluna "Kimbilir belki, belki baban da bizi arıyordur yavrum" dediği sahnedeki çiçekli elbiseyi, 'Siyah Gözler'de (1966) 'Big Ben'li kartı okurken; "Bir gün dönmüş baba. Sarılmışlar, uzun uzun sarılmışlar" dediği sahnedeki elbiseyi 'El Kızı'nda (1966) Mazhar-Ekrem Bora, içki içmesi için zorlarken giyiyordu.

Çolpan İlhan ve gösterişli küpelerini 'Akşamcı'da (1966) kumar sahnesinde tekrar göreceğiz. "Murat'ın bavulunu hazırlasak iyi olur" dediği sahnedeki kazak ve kolyeyi de 'El Kızı'nda (1966) Nazan-Türkan Şoray'a sofrada bira içirirken. Üç sahnedeki gecelik ise 'Ekmekçi Kadın'da (1965) Kemal-İzzet Günay'a telefon ederken ve 'Seven Kadın Unutmaz'da (1965) "Bırakır mıyım seni o yosmaya" derken üzerindeydi.       

Gazino Patronu Hüseyin Zan ve adamı Haydar Karaer; Murat'ın evinde çalışan Şaban-Faik Coşkun; Arkadaşları Sami-Meral Sayın ve Güven Erte; Doktor-Muzaffer Yenen; Yaşar Amca-Selahi İçsel; Gönül'ün arkadaşı Sevim Sevil; Ustabaşı Çavuş-Osman Türkoğlu; Meyhane müşterisi Hakkı Kıvanç çok güzeldi.

Gül'ü Nevin Akkaya; Murat'ı Hayri Esen; Sami'yi ve Gazino Patronu-Memduh Alpar'ı Zafer Önen; Gönül'ü Çolpan İlhan; Melahat'ı Samiye Hün; Galip Baba'yı Rıza Tüzün; Feridun Çölgeçen'i Süha Doğan; Doktor-Muzaffer Yenen'i Erdoğan Esenboğa; Güven Erte'yi Doğan Bavli seslendirmiş.

Filmdeki melodiler:

Perez Prado ve Orkestrası'nın 'Voodoo Suite/Exotic Suite' 33'lüğündeki (1962) 'Exotic Suite Of The Americas: Theme Of Two Worlds' 7 sahnede (Gül, Murat'a odasını gösterirken; Murat "Titriyorsun. Benden korkuyor musun" derken; Birbirlerinin olduğu samanlıkta; Gül, gözü yollarda Murat'ı beklerken; Gazinoda "Neden geldin" derken; Murat "Biraz evvel bir şey söylemek istiyordun" derken; "Ömrümce, bir kadının koltuğu altında yaşamaktan nefret ettim" dediğinde).

Franck Pourcel'in 'Pourcel Portrait' albümündeki (1962) 'Georgia On My Mind' (1930) (Hoagy Carmichael / Stuart Gorrell) Gönül "Hiç üstüne varma baba. Belki de haklı" derken ve babasının ölümünden sonra Murat ile konuşurken.

'Il Faut Savoir' (1961) (Charles Aznavour) Nikâh defterine imzalar atılırken.

'From Russia With Love'daki (1963) (John Barry) 'Tania Meets Klebb' 2 sahnede (Murat "Artık yaşamak bile gelmiyor içimden" derken ve ısmarlanan ev için çizimler yaparken). 'Gypsy Camp' 2 sahnede (Melahat "Metin'i evde yalnız bırakmayalım. Şarkını bitirir bitirmez gidelim" derken ve "Çocuğu böyle hikâyelerle kandırman doğru değil" derken).

'Thunderball'daki (1965) (John Barry) 'Electrocution-The Spa' 3 sahnede (Gönül "Babam görmek istiyordu seni. Bugün gelmeni rica etti. Biraz rahatsız da" derken; "Yalvarırım gitme Murat. Beni bırakma" diye sayıklarken ve Murat "Zevkime göre bir yuva yapmak, unutmak istediklerimi kolay unutturur bana" derken). 'Chateau Flight' İzmir uçağına koşarken. 'Crash Landing-The Bomb' Gönül intihar girişiminde bulunduğunda.

'Shake Hands With The Devil'deki (1959) (William Alwyn) 'Professor Sean Lenihan' 2 sahnede (Galip Baba kızının hamile olduğunu öğrendiğinde ve kalp kifayetsizliği nedeniyle yatak döşek olan amca Feridun Çölgeçen, Murat'la konuşurken). 'Dublin 1921/Trouble' Gül "Oğlun Murat! Oğlumuz" derken.

 

'Menzil Bekçisi'nden bir alıntı. Prens Vyazemski; "Sıradan, küçük bir kâtiptir,

Menzil Bekçisi oldu mu diktatör kesilir."

  

 YORUMLAR  ({{commentsCount}})
{{countDown || 2000}} karakter kaldı
{{comment.username}}
{{moment(comment.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)
{{reply.username}}
{{moment(reply.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)