Bu hafta ünlü yönetmenlerimizden Ömer Lütfi Akad'ı son yolculuğuna uğurladık. Türk sinemasına yeni bir boyut kazandıran ve unutulmaz eserler bırakan Akad'ın ölümü Yeşilçam'ı yasa boğdu. Yılmaz Güney'den Türkan Şoray'a, Hülya Koçyiğit'ten Ayhan Işık'a kadar birçok yıldızın usta olarak değerlendirdiği Akad 95 yaşında aramızdan ayrıldı.
31 Temmuz 2012

Bu hafta ünlü yönetmenlerimizden Ömer Lütfi Akad'ı son yolculuğuna uğurladık. Türk sinemasına yeni bir boyut kazandıran ve unutulmaz eserler bırakan Akad'ın ölümü Yeşilçam'ı yasa boğdu. Yılmaz Güney'den Türkan Şoray'a, Hülya Koçyiğit'ten Ayhan Işık'a kadar birçok yıldızın usta olarak değerlendirdiği Akad 95 yaşında aramızdan ayrıldı.

Yaşlılığa bağlı olarak evinde vefat eden Akad için ilk olarak, 20 yılı aşkın süre öğretim üyeliği yaptığı Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) Sinema Televizyon Bölümünde tören düzenledi. Aynı gün ikindi vakti Levent Camisi'nde gerçekleştirilen cenaze töreninin ardından Akad, Ulus Mezarlığı'na defnedildi.

2 Eylül 1916 yılında İstanbul'da doğan Ömer Lütfü Akad 1938 yılında Galatasaray Lisesi'ni, 1942 yılında İstanbul Yüksek İktisat ve Ticaret Okulu'nun maliye bölümünü bitirdi. Askerlik dönüşü, bir süre Osmanlı Bankası muhasebe bölümünde çalıştıktan sonra Lale Film şirketinin muhasebe işleriyle ilgilendi. Halkevleri'nin çeşitli tiyatro oyunlarına dekor yaptı, amatör oyuncu olarak sahneye çıktı ve sahneye oyunlar koydu. Beş Sanat adlı bir edebiyat dergisi çıkardı.

Sinemaya, Şakir Sırmalı'nın yönettiği Domaniç Yolcusu (1946) adlı filmde yapım yönetmenliği yaparak ilk adımını attı. Yönetmenliğini Seyfi Haveri'nin yaptığı, Damga filminin yarım kalan sahnelerini çekerek yönetmenliğe başlamış oldu. 1948 yılında ilk filmi, Vurun Kahpeye'yi yönetti. Bu film dönemin hasılat rekorlarını kırdı. 1952 yılında gerçek bir olaydan esinlenerek yapılan ve Ayhan Işık'ı üne kavuşturan film, Kanun Namına Akad'ın başyapıtlarından biri oldu. Bu filmle birlikte "polisiye türdeki kent filmleri" furyasını başlattı. 1955 yılında Yaşar Kemal'in senaryosunu yazdığı, Beyaz Mendil'le ikinci büyük çıkışını yaptı. Attilla İlhan'ın senaryosunu yazdığı, Yalnızlar Rıhtımı (1959) o dönem büyük tartışmalara yol açtı. Yılmaz Güney'le 1967 yılında birlikte yaptığı, Hudutların Kanunu Akad sinemasının dönüm noktasıdır. Bu filmden sonra Türk sinema tarihinin en önemli üçlemesi olan, Gelin, Düğün ve Diyet ile; Türkiye'de iç göç sorununu ele alan filmler yaptı. 1964 ve 1974 yılları arasında 10'a yakın belgesel ve TV filmleri çekti.

Akad, meslek hayatı boyunca birçok başyapıta imza attı. Türk sinemasına değerli isimleri kazandırdı. Türkiye'nin kültür ve sanat hayatına önemli hizmetlerde bulundu. Kendisinden sonraki sinemacılara örnek oldu ve etkili anlatım diliyle de Türk sinemasında farklı ve özel bir yer edindi.

"Sanat dünyamız ve ülkemiz için büyük bir kayıp olan Ömer Lütfi Akad, unutulmaz filmleri ve Türk sinemasının gelişimine yaptığı katkılarla, her zaman sevgi ve saygıyla hatırlanacaktır. Ülkemiz için büyük bir kayıp. Kendisine Allah'tan rahmet, ailesine ve sanat dünyamıza başsağlığı diliyorum" Cumhurbaşkanı Abdullah Gül.

"Ömrünü sinemaya vakfeden Akad, yönetmenliğini üstlendiği filmlerle, toplumumuzun önemli meselelerini ele alan, topluma ışık tutan bir sanatçıydı. Merhum Ömer Lütfi Akad'a Allah'tan rahmet; ailesine, yakınlarına, sevenlerine ve tüm sanat dünyamıza başsağlığı diliyorum." Başbakan Recep Tayyip Erdoğan.

"Sinemamızın duayenlerinden Ömer Lütfi Akad, meslek yaşamı süresince ülkemizin kültür-sanat yaşamına fevkalade önemli katkılar sağlamıştır. Türk sinemasına kazandırdığı birbirinden değerli eserle ölümsüzleşen büyük usta, çalışmalarıyla da toplumumuza daima ışık tutmuştur. Birçok ismi sinemamıza kazandıran ve üretkenliğiyle sanat dünyamızda devleşen sevgili üstadımıza Allah'tan rahmet, ailesine, yakınlarına, tüm sevenlerine ve de sanat camiamıza başsağlığı diliyorum."
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay

"Ömer Lütfü Akad'ın Türk sinemasındaki önemli bir ustalığı ve öğretmenliği tartışma ötesidir. Erman Filmde muhasebecilikten gelip adeta tesadüfen girdiği sinemada adım adım yol almış ve her filminden bir şeyler öğrenmiş ve zaman içinde ticari filmlerle gerçekten özgün bir yaratış olan sinema eserlerini son derece dengeli biçimde kitleye vermeyi başarmıştır. Onun edebi uyarlamalardan gerçekçi sinema örneklerine, tür sineması örneklerinden, fantastik arayışlara çok farklı yapılarda birçok filme sinemamızda yeni yollar açmıştır. Aynı zamanda Sezer Sezin'den Ayhan Işık'a, klasik dönem oyuncuları gibi daha sonrasının Hülya Koçyiğit, Türkan Şoray gibi starlarına da yeni ufuklar açmış, ayrıca Yılmaz Güney'in de hem oyuncu, hem de sinemacı olarak son derece yararlandığı bir usta olmuştur. En azından Vurun Kahpe'ye, Kanun Namına, Beyaz Mendil, Vesikalı Yarim, Gelin-Düğün-Diyet üçlemesi ve ayrıca Yılmaz Güney'e ilk önemli rollerini veren Hudutların Kanunu ve Kızılırmak Karakoyun gibi filmlerin, yarınlara da kalacağı kesindir. Ustalığı tartışma ötesidir."
Atilla Dorsay.

"Türk sinemasının ilk ustası denebilir. çünkü sahne ışığını hayat ışığına dönüştürdü. Kendi kahramanlarımızı yarattı. Anton Çehov'un "Hepimiz Gogolün paltosundan çıktık" dediği gibi Türk sinemasında pek çok usta da Lütfü Akad'ın sinemasından doğdu. Ama onun ölümünün acısı bir yana hazin olan bu toplumun kurumlarının onu çoktan öldürmek istemesidir. Geçmiş kültürümüzün ürünlerini ve Lütfü Akad'ın filmlerini yeni kuşaklar bilmemektedir, Trt'de bile onun filmlerini göremezsiniz. Hazin olan toplumun kurumlarının onu çoktan öldürmesi"
Ali Özgentürk.

"Hepimizin başı sağ olsun. Bir film yaptık beraber ve o dönemde Türk sinemasında verilen mücadele içerisinde o da en güçlümüz, en değerlimizdi"
Vedat Türkali

"Bütün hayatı boyunca üretkendi. Sadece film çevirmedi, sinemacılar da eğitti. Hepimiz onun eğittiği talebeleriz. Türk sinema tarihinin en önemli 'Gelin', 'Düğün' ve 'Diyet' filmini birlikte gerçekleştirdik. Her biri bir eser, her biri bir değer, bunları izleyip nice insanlar yetişti. Kitapları ve filmleriyle her zaman aramızda olacak"
Hülya Koçyiğit

"Benim sinema yaşamımda onunla çalışmak dönüm noktası oldu. Kalıplaşmış melodram oyunculuğundan geçiş dönemim oldu. Ana ve Vesikalı Yârim… Sade, yalın oyunculuğu bu filmlerle başardım. Lütfi Akad sevecen, sezgileri güçlü, kendinden emin ve çok nazik bir insandı."
Türkan Şoray

"Oynadığım ilk filmin yönetmeni Ömer Lütfi Akad, Türk sinemasına çok büyük emeği olan bir insandı. Hepimizde büyük emeği vardır. İnsan olarak saygı duyduğum sevdiğim biriydi. Varlığı her zaman yaşayacaktır."
Orhan Gencebay

"Akad kişiliğiyle, ciddiyetiyle, işine duyduğu saygıyla, sinemaya verdiği önemle ustaların ustası sıfatını sonuna kadar hak etmiş bir pirdir. Genç sinemacıların ustanın filmlerini tekrar tekrar izlemelerini öneririm."
Yavuz Turgul

"O benim ilham kaynağımdır. Lütfi Akad'ın bütün filmleri, hayatımda karşılığını, değerini buldu. Hepsi çok güzel birer anı oldular benim için. Türk sineması deyince aklıma hemen onun gelivermesi, bundan belki de."
Çağan Irmak

"Ömer Lütfi Akad ile çalıştığım için çok şanslıyım. Onun vazgeçilmez oyuncularından biriydim, bensiz film çekmezdi. Dünyanın en büyük keyfi hocayla çalışmaktı. O zaman biz koşa koşa sete giderdik. Şimdi zaman zaman ayaklarım geri geri gidiyor. En huysuzu bile keyif verirdi insana. Şimdikiler sinemacı gibi gelmiyor bana. Çektiğinden haberi yok, ne çekeceğini bilmiyor. Gençlerde en ufak bir ışık görmüyorum. Oturup Lütfi ağabeyin filmlerini izlesinler."
Aydemir Akbaş

En son vefatından kısa bir süre önce telefonla görüştüğüm sinemamızın çok önemli yönetmeni, değerli insan Ömer Lütfü Akad'a tanrıdan rahmet diliyorum. Türk sinemasının başı sağ olsun.

 

 YORUMLAR  ({{commentsCount}})
{{countDown || 2000}} karakter kaldı
{{comment.username}}
{{moment(comment.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)
{{reply.username}}
{{moment(reply.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)