Pek çok ustayla aynı setin tozunu yuttu. Setlerde hem Yeşilçam ustalarından oyunculuk dersi aldı hem onlarla aynı sahnede oynadı. Japonya da "yılın en iyi erkek oyuncusu"seçildi. Bu haftaki konuğumuz değerli oyuncu Bahadır Tok. Yakup Sancı kendisiyle sizler için söyleşti...
31 Temmuz 2012

1969 yılında İstanbul Fatih de, sinemaseverlerin yakından tanıdığı, pek çok filmin yürütücü yapımcılığını yaptığı, pek çok filmde oyuncu olarak çalıştığı, yakın bir dönemde kaybettiğimiz, sinemamızın emekçilerinden Kemal Tok’un üç çocuğunun en büyüğü olarak dünyaya geldi. O sadece babasının çalıştığı sete gidip babasından evlerinin anahtarını alacaktı...

Anahtar ona evlerinin değil sinemanın kapılarını açtı. Pek çok ustayla aynı setin tozunu yuttu. Setlerde hem Yeşilçam ustalarından oyunculuk dersi aldı hem onlarla aynı sahnede oynadı. Japonya da "yılın en iyi erkek oyuncusu"seçildi. Türkiye de ise ilk ödülünü FİB Haber& FİB Ajans tarafından organize edilen Kapadokya "Yılın Enleri" Anadolu Kent Ödülleri Zirvesinde "Yılın En İyi Yeşilçam Oyuncusu" ödülünü aldı.

Bahadır Tok: Babam rahmetli Kemal Tok Yeşilçam’ın yapım amirlerindendi. Sadri Alışıkla Trt ye dizi çekiyorlardı. Setlerine evin anahtarını almak için mecburi bir ziyaret yapmıştım. Ancak babam beni bekletmeye başladı. Sonra,"biraz daha bekle bir rol var o oyuncumuz hastalanmış senin oynama ihtimalin var" dedi. Oysa ben evden bazı eşyalarımı alıp yazlığa gitme derdindeydim. Set kuruldu yönetmen yardımcısı senaryo ile yanıma geldi. "Diğer oyuncularımız da gelsin" dedi. Diğer oyuncularımız da o anki set için Sadri Alışık, Meral Oğuz, Osman Wober, Erol Tezeren, Coşkun Göğen gibi müthiş ustalardı. Derken çekim başladı rolüm bitti ve hadi baba evin anahtarı dedim. O zaman izin çıkmıştı. O bölüm kurguya girdiğinde rahmetli yönetmenimiz Orhan Aksoy babama çok iyi oyuncu olabileceğimi devam etmem gerektiğini söylemiş. Sağ olsun ondan sonra çektiği tüm sinema filmlerinde Orhan Aksoy hep beni çağırdı. (Gülsen Bubikoğlu ile"Dehset Gecesi" Kemal Sunal ile "Zehir Hafiye" ve "Varyemez" filmlerinde oynadım.

Yakup Sancı: Oyuncu olarak düşlediğiniz yer neresiydi? Sinemada oyuncu olarak vardığınız yer sizi mutlu etti mi?

Bahadır Tok: Oyuncu olarak açıkçası çok aşırı hırsım yoktu. Çünkü bu genç yasıma rağmen hırsımın bir noktada beni bitirebileceğini düşünüyordum. Ben bu ise şans eseri başlamıştım ama genlerimizde Yeşilçam olduğundan bırakamadım. 1989 senesinde sevgili Agah Özgüç’ün de benle ilgili olumlu eleştirileri sayesinde Japon ortak yapımında bir Türk dedektifini oynayarak Japonya’nın o donem saygın gazetelerinden en iyi yabancı yardımcı erkek oyuncu ödülünü aldım. 2010 senesinde de Kapadokya Anadolu Kent festivalinde Yeşilçam emek ödülüm bulunmaktadır. Bugüne kadar Yeşilçam da çok büyük ustalarla çalıştım. Sadri Alışık, Ekrem Bora, Kemal Sunal, Fatma Girik, Tamer Yiğit, Hülya Avşar, Bulut Aras, Erol Taş, Hüseyin Peyda, Kadir Savun, Erol Günaydın, M. Ali Erbil, Kazım Kartal, Aytekin Akkaya ve adını sayamayacağım birçok ustamızla aynı set ortamında bulundum.

Yakup Sancı: Genellikle kötü karakterleri oynadınız diye biliyorum. Bu sizin tercihiniz miydi yoksa oynayacağınız rolü o günün şartları ve kişileri mi belirliyordu?

Bahadır Tok: Ben 1992 senesine kadar genellikle iyi rollerde oynarken 1991 sonlarında bana Kaya Ererez’in yönetmen ve yapımcılığında Emrah’ın ilk dizisi olan"Gündüzün Karanlığında" Deli Tayyar isimli Emrah’ın kanlısı, nerede ne yapacağı belli olmayan hırçın bir kötü jön rolü gelmişti. Önce çok yadırgadım. Ancak sevgili yönetmenlerimiz Kaya Ererez ve Mesut Taner’in ikna edici konuşmaları sonucu kötü rolle tanışmış oldum. Ve o kadar başarılı olmuştum ki bundan sonra genellikle kötü adam oynamaya başlamıştım.
Hatta dizide benim sahnelerim erken çekilerek ben 1992 de askere gitmiştim. Dizinin oynadığı senede askerde çarsı iznine çıktığımda ise birçok kişi bana"su anda bulunan ruh halinizle dizideki hırçın halinizin alakası yok" diyerek bana önemli bir ödül veriyorlardı. Ben de çok doğru bir karar verdiğimi o an anlamıştım. Asker dönüşü de genellikle kötü roller devam etti. Ancak 1995 de oynadığım hayatımın en önemli rolü Fatih Sultan Mehmet’dir. O rolde kostümlerimi giyerken çok duygusallaşmıştım. Fatih Sultan Mehmet’i oynayan ender aktörlerden biriyim.

Yakup Sancı: Oyunculuk sizin için ne ifade ediyor?

Bahadır Tok: Oyunculuk bir görsel şölendir. Karsındakini etkileme sanatıdır. Zaten etkileyemezsen oyunculuğunun bir önemi kalmaz, yalnız iyi bir oyuncu olmak çok uzun bir zaman alır. Ben eski filmlerime baktığımda keşke şu an çekilse daha farklı oynardım diyorum. İyi bir oyuncu her zaman kendini geliştirmelidir.

Yakup Sancı: Son yıllarda yoğun bir oyunculuk hayatınız yok. Oyunculuğa zaman mı ayıramıyorsunuz yoksa teklif mi almıyorsunuz?

Bahadır Tok: Sevgili Yakup işte en can alıcı soru bu bence. Ben sinemaya çocuk yaslarda başlamış, kötü de sayılamayacak bir oyuncuydum. Yeşilçam gibi bir yüksek üniversitenin içinde en büyük profesörlerle yoğrulmuştum. Bir gün Hüseyin Peyda, Yıldırım Gencer, Atilla Ergün ve Erol Taş farklı acılardan yumruk atmayı, diğer bir sette Aytekin Akkaya ata binmeyi, diğer bir sette Kemal Sunal komedi yaparken dram oynamayı anlatmış ve öğretmişlerdi. Setim bittiği zaman da ustalarımı izliyordum. Görüntü yönetmenlerimden kamerayı tanımaya özen gösteriyordum. Çünkü bir oyuncu için kamerayı ve acıları bilmesi çok önemli bir husustu. Belirli bir dönem sonra sinemada bir jenerasyon değişikliğine gidildi. Ben şimdiye kadar hiç bir ajansla çalışmamış sadece Yeşilçamlı yönetmen ve ekibinin akıllarında bulunan bir aktör olmuştum.

Bu büyüklerimizde belirli bir zaman sonra ya işi bırakmış ya da rahmetli olduklarından tamamen ortada kalmıştım. İşte bu biz Yeşilçamlılar için kaçınılmaz bir sondu. Ne yazık ki kaçınılmaz son diyorum. Çünkü yeni jenerasyon tamamen Yeşilçam’ı soyutlamış ve orada bulunan oyuncuları ne tanımaya özen gösteriyor ne de tanıyorlardı, halen de öyleler.

Bunda bizim sinema örgütlerimizin de hatası olduğunu düşünüyorum. ÇASOD ve SODER bu yeni kuşağa bizleri tanıtması gerekirdi. Bu işi layıkıyla yapmadığının kanaatindeyim. Bu yüzden uzun süre hiç bir yapımda yer alamadım. Allah razı olsun ki Pana film 2010 senesinde "Kurtlar Vadisi Pusu" adlı yapımları için beni aradılar ve onlarla şu ana kadar çalışıyorum. Bu yapımda rol almam birçok issiz Yeşilçamlı oyuncu arkadaşımı da çok memnun etti. Sanki kendileri seneler sonra bir iş bulmuş gibi sevindiler. Başta Pana Film olmak üzere hepsinden Allah razı olsun.

Yakup Sancı: Yeni oyunculara ve oyuncu olmak isteyen arkadaşlara neler söylemek istersiniz?

Bahadır Tok: Oyunculukta ilk 10 sene çok önemlidir. Sizin var olma savaşı verdiğiniz yıllardır. Bu yılları atlatabilen kendini şanslı hisseder. O seneler kendinizi tanıma ve hakim edebilme yıllarıdır. Ayrıca iyi bir oyuncunun kamerayı da çok iyi bilmesi gerekir. İşte bu zor seneler aşıldığında işiniz nispeten daha kolaylaşır. Ancak kesinlikle kendinizi yenilemeniz gerekir. Bol kitap okumalı ve film seyretmelisiniz. Yani ilk zamanlar ben de sinemayla alakası olmayan sıradan bir vatandaşın dediği gibi ne olacak herkes yapar diye düşünürken, işin mutfağında hiç de öyle kolay olmayan bir sektör olduğunu gördüm.

Yakup Sancı: Ticaretle uğraşıyorsunuz diye biliyorum. Sinema sizin için bir hobi mi oldu?

Bahadır Tok: Belirli bir dönem jenerasyon değişimi sonrası unutulduktan sonra evimi geçindirebilmek adına Otomotiv sektörüne giriş yaptım. Böylelikle kendimi daha rahat hissedecektim. En azından gelen bazı işleri seçebilme hakkım doğacaktı. Hala da bu isimi sürdürüyorum. Sinema aslında benim asıl işim. Düşünsenize ben çocuk yasta sinemadaydım ve orada büyüdüm. Orada delikanlı oldum, oradayken evlendim. Oradaki ağabeylerim benim nikah şahidimdi. O asla hobi olamazdı. Ama dediğim gibi unutulan Yeşilçamlılardan olmam beni mecburen ticarete attı. Amacım ticarette para kazanıp Yeşilçamlıların bulunduğu bir film veya dizi yapmaktı. Ama hayatta her şey istediğiniz gibi olmuyor. İnşallah "Kurtlar Vadisi Pusu" dizisinden sonra belki her şey daha güzel olabilir.

Son Söz Son Kelam; Unutulmaya yüz tutmuş Yeşilçam oyuncularının son neslindenim. Bazıları Yeşilçamlılara burun kıvırıp beğenmese de ben"Yeşilçamlı olmaktan gurur duyuyorum" Sevgi ve saygılarımla.

Bahadır Tok’a Teşekkürler.
Her hakkı saklıdır. Yazarının ve www.sinematürk.com'un izni olmaksızın alıntı yapılamaz, kullanılamaz.
Yakup Sancı İletişim: [email protected]

 

Kaynak
Yakup Sancı
 YORUMLAR  ({{commentsCount}})
{{countDown || 2000}} karakter kaldı
{{comment.username}}
{{moment(comment.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)
{{reply.username}}
{{moment(reply.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)