Çocukluğu Elazığ'da geçer. Şehrin tek eğlence merkezi olan sinemalara saklı gizli kaçarak filmler izler. Başlarda oyun, eğlence gibi gelen sinema, o yaşlarda tutku hali alıp içine işlemeye de başladığı yıllar olur... Bu haftaki konuğumuz değerli oyuncu Ahmet Karatop...
31 Temmuz 2012

1950 yılında Elazığ'ın Palu ilçesinde dünyaya gelir. Aynı yıl aile Elazığ’a taşınır. Çocukluğu bu şehirde geçer. Şehrin tek eğlence merkezi olan sinemalara saklı gizli kaçarak filmler izler. Başlarda oyun, eğlence gibi gelen sinema, o yaşlarda tutku hali alıp içine işlemeye de başladığı yıllar olur.

Ortaokulda okurken spora da ilgi duyar. Vita kutularıyla halter kaldırır. Okulun elit grubuna girerek 19 Mayıs gösterilerinde akrobasi hareketler yaparken aynı yıllarda terzi babasının dükkanında çırak olarak da çalışır. İlkokul yıllarında olduğu gibi çıraklık dönemi de sinemaya kaçıp film izlediği yıllar olur.

Ahmet Karatop: Çocukluğumda ve gençliğimde sanki Yeşilçam’ın içindeymişim gibi bir hissiyat yaşıyordum. Seyrettiğim filmlerde gözlem yapmayı severdim. Bu nedenle film çıkışında arkadaşlarımla film üzerinde konuşurduk. Bazen bu tartışmalar sert kavgalara dönüşürdü.

Ortaokulu bitirdikten sonra Beykoz da oturan rahmetlik amcamın yanına geldim. Daha önceleri sinemada bazı Elazığlı arkadaşlarımın çalıştığını biliyordum. (Yeşilçam'da).İstanbul'a gelince arkadaşlarımı Ağa camii sokağında buldum. Onlarla sohbet ederken aynı gün şimdi ismini hatırlayamadığım bir ağabey yanımıza gelip, "bir set amirine ihtiyacım var" dedi. Arkadaşım da beni göstererek "set amiridir" dedi. Şahıs arkadaşlarıma adres tarifi yaparak gitti. Ben de niye beni söylediniz. Ben bir şeyden anlamam. Set amiri de ne ki dedim. Bana, "sen kafanı yorma, set dediğin bir klaket, reflektör ve şaryodan ibaret zaten yanında arkadaşlar olacak" dediler.

Rahmetlik Adnan Kıran "Şah İsmail’i çekiyordu. Hakikaten set ile ilgili hiç sıkıntı çekmedim. 2 gün çalıştık ara verildi. O iki gün içinde Adnan Kıran beni iyi gözlemlemiş ki "seni asistanım yapacağım" demişti. Kendisi oyunculuğa geçtikten sonra çok senaryo çalışması yaptık ama rahmetliye film çekmek bir daha nasip olmadı. Sinema ile tanışmam bu şekilde cereyan etti.

Yakup Sancı: Set işçisi olarak devam edebilirdiniz ama oyuncu oldunuz. Neden set işçiliği ya da kamera arkası değil de oyuncu olmak istediniz?

Ahmet Karatop: Sinema setiyle ve ışığıyla tanıştıktan sonra ben bu işin oyuncu kısmında yer almalıyım dedim. Zira rahmetlik Kayahan Arıkan o günlerde bir filmi çekiyordu. Bu ikinci setimdi. Başrolle bir kavga sahnesi çekilecekti. Benim de sette parandeler attığımı görüyordu."Bu kavgayı seninle çekeceğim" dedi. Sanki yıllardır sinemada oyunculuk yapmışım gibi bana tek prova ile kavga sahnesini ve ölüm sahnemi çektikten sonra "sen kaç yıldır sinemadasın" dedi. Yeni olduğumu söyleyince "bravo sana eskiler bile böyle kavga sahnesini zor yapar, bundan sonra her filmimin oyuncususun" dedi. Bu da bana oyuncu olma yolunda kamçıydı.

Yakup Sancı: Sinemaya başlarken kendinize herhangi bir hedef koydunuz mu yoksa olduğu kadarı beni mutlu eder diye mi düşündünüz?

Ahmet Karatop: Sinemada kendime herhangi bir hedef koymadım. Çünkü çalıştığımız filmlere baktığımda o dönemlerde genellikle başrol oyuncularının nasıl bir fiziğe sahip olduklarını göz önünde bulundurarak,  benim yerimin karakter oyunculuğu olduğunu düşündüm. Bu nedenle kendimi de buna inandırarak bu bana yeteri seçtim.

Yakup Sancı: Sinemada uzun yıllar varsınız ama oynadığınız film sayısı diğer karakter oyuncularına göre az. Bunun nedeni nedir?

Ahmet Karatop: Ben genellikle her filme gidip çalışmazdım. Nedeni ise bugün nasıl ajanslar oyuncuların paralarını kesiyorsa o dönemde de prodüksiyona bakan arkadaşlar bunu yapardı. Bu "Tırtıklamaya" pek ses etmeyenler için sorun yoktu. Sesini çıkaranların ise fazla filmde oynama şansı yoktu. Bugün olduğu gibi o tarihlerde de bir nevi havuz sistemi mevcuttu. Bazı prodüksiyon amirlerinin, başrol oyuncularının, ve yönetmenlerin istek ve tavsiyeleri ile belirli şirketlerle daimi çalışmamız oluyordu bu da bana yetiyordu.

Yeşilçam da para kazanmadık dersek yalan olur. Genellikle aile bakan ağabeyler kısmen parada kıymet bilirken biz gençler har vurup harman savurmayı yeğlerdik. Her oyuncu arkadaş gibi genelde havuzumun dışında pek filmlere de koşmadım.

Yakup Sancı: Başrol oyuncuları ya da yönetmenler tarafından ikinci sınıf insan muamelesi gördünüz mü?

Ahmet Karatop: Olmayanları tenzih ederim. Ama başrol oyuncularından ve yönetmenlerden ikinci sınıf muamele görmedik dersek yalan olur. Çünkü yönetmenler her şeyin başrolden geçtiğini sanarak alt kadrolara pek ehemmiyet vermezlerdi. Haklılık payları var mıdır yok mudur bu da insanlığın bileceği bir şey...

Bir ara alt kadroyu günümüzdeki gibi, yani nasıl ki bir Soder ve Çağdaş Sinema Derneği varsa o günde alt kadroyu ikiye böldürdüler. Behçet Nacar Ağabey çalıştırdığı kahvenin arka kısmını bize tahsis etti. Arkadaşlarımla orada filmlere kavgacı eğitimi veriyorduk. İleriye dönük azmimizle ikinci sınıf muamele gösteren yönetmen ve başrol oyuncularına asıl tamamlayıcıların bizler olduğunu zaman içerisinde kabul ettirdik. Bu çalışmalarımız sonucu "kavgacı arkadaşlar gelsin" kimliğimizi, "Erol Taş'ın adamları gelsin, Bilal İnci'nin adamları gelsin, Turgut Özatay'ın adamları gelsin"e çevirdik.

Yakup Sancı: Sosyal Güvenceniz var mı?

Ahmet Karatop: Sosyal güvencem var. Emekli sandığından, Yeşilçam 1973'lerden sonra Erotik filmlere yönelince Yeşilçam’ı bırakmaya karar verdim. Askerliğim vardı askere gittim. Askerlik dönüşü sinemaya dönüş yaptım. Biri reji asistanlığı olmak üzere 2 film çalışması yaptım. Baktım düzelme yok 1976 sonunda bırakarak emniyete girdim… Emniyetteyken de arkadaşlarla ve Yeşilçam’la irtibatımı hiç kesmedim.

Yakup Sancı: Şimdi her hangi bir iş yapıyor musunuz?

Ahmet Karatop: Hayır hiçbir iş yapmıyorum. İzmir Aliağa' da ailemle birlikte ikamet ediyoruz.

Yakup Sancı: Sinemayı bıraktınız mı yoksa teklif mi almıyorsunuz?

Ahmet Karatop: Bırakmadım ama çalışma olanağımız olmuyor. Sinemaya oyunculuğun dışında da hizmet ederim. Ben emniyetteyken şimdiye kadar çekilen filmlerin genellikle emniyetin hiç bir çalışma ve birimleri ve rütbeleri bilinmeden rastgele çekimler yapılmış.
Ben ikisini de yaşayan bir eski emekçi olarak gerçek manada polisiye film veya dizi çekmek isteyenlere karşılıksız her konusunda danışmanlık yapmaya da hazırım. Çok şükür bir maddi sıkıntımda yok. Yeşilçam’dayken de pek olmadı şimdi de yok.

Hayır oyunculuğu bırakmadım. Oyunculuk beni bıraktı. Biraz mizahi oldu ama 1997 de emekli olduktan sonra 2000ler de Yeşilçam'a dönüş yaptım (Tabi ne kadarı kalmışsa o kadar Yeşilçam) 2006 ya kadar dizi ve filmlerde oynadıktan sonra bizatihi kendi rahatsızlığımdan dolayı bıraktım demeyelim de ara verdim. Sağ olsun yine de zaman zaman tanıdıklarımızdan aranıp soruluyorum. "Çalışır mısın?" dedikleri de oluyor. Biz eski biz değiliz. Halen bile insanlar bizden geçmişte yapmış olduğumuz o aksiyon sahnelerini istiyor ve teklif ediyor. Gel de bu işin yöneticisi ol diyeni yok oyna diyeni var. Bilmiyorum güleyim mi ağlayım mı? Şu halimle en iyi avantüre imzamı atarım. Ama gel gör ki ne kimse dediğimize inanır, ne de bizi kabul eder. Bu sözüm tabi ki yenilere, zira bir iki arkadaşımızın rahatsızlıkları Yeşilçam' a emek vermiş çalışmak isteyen arkadaşlarımıza yansıtılmış. Ama ben ve arkadaşlarım 2000li yıllarda çalışmışız. Olduğumuz yerlerde Yeşilçam terbiyesini gösterdik ve saygıyla karşılandık.

Diğerlerinin de hüküm vermeden bizi tanıyarak bizimle çalışarak hüküm vermelerini dilerim. Yeşilçam'ı bilmelerini ve Yeşilçam adına çalışmalarını dilerim. Ne yazık ki okullarındaki eğitimlerinde bile Yeşilçam'ı tanımayan eğiticileri Yeşilçam'a darbeyi vuranlardan olmuşlardır. Yeşilçam'ın adına bir sözüm yok ama icraatının kaldığına da pek inancım kalmadı.

İşimiz olsun olmasın, teklif olsun olmasın elbette ki bu sokağa zaman zaman gelip gideceğiz, uğrayacağız. Ta ki 3-5 dostumuz da buradan göçünceye kadar. Anlatacaklarımız sayfalara sığmaz ama kıssadan hissemiz bu. Sizin gibi dostlar tanıdığımız içinde kazançlı sayılırız.

Ahmet Karatop’a Teşekkürler.
Her hakkı saklıdır. Yazarının ve www.sinematürk.com'un izni olmaksızın alıntı yapılamaz, kullanılamaz.
 
Yakup Sancı İletişim: [email protected]

Kaynak
Yakup Sancı
 YORUMLAR  ({{commentsCount}})
{{countDown || 2000}} karakter kaldı
{{comment.username}}
{{moment(comment.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)
{{reply.username}}
{{moment(reply.date).fromNow()}}
Uyarı:  Yorumunuz, yönetici tarafından onaylandıktan sonra tüm ziyaretçilerimiz tarafından görüntülenebilecektir. (Bu mesajı sadece siz görüyorsunuz)